Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü’nün (UN Tourism) açıkladığı ‘Dünya Turizm Barometresi’ne göre, 2025’in ilk üç ayında uluslararası seyahat sayısı 300 milyonu aştı. Bu, 2024’e göre yüzde 5’lik bir artışa işaret ediyor. Özellikle Asya-Pasifik ve Afrika bölgelerindeki canlanma, birçok destinasyon için normalleşmeye dönüşün sinyallerini veriyor. Ancak ekonomik büyümedeki yavaşlama, seyahat maliyetlerindeki artış ve süregelen jeopolitik gerilimler nedeniyle seyahatçiler daha kısa ve uygun fiyatlı tatillere yöneliyor.
Bölgesel görünüm: Asya-Pasifik ve Afrika öne çıkıyor
Asya-Pasifik ve Afrika bölgeleri turizmdeki toparlanmanın öncüsü oldu. Bu iki bölgede uluslararası gelişler yüzde 12 oranında artarak pandemi öncesi seviyelerin yüzde 92’sine ulaştı. Özellikle Kuzeydoğu Asya, yüzde 23’lük bir toparlanma göstererek 2019 seviyelerinin yüzde 91’ine ulaştı. Bu yükselişte Japonya’nın yüzde 34’lük turizm geliri artışı etkili oldu.
Afrika ise yüzde 9’luk bir artışla pandemi öncesi seviyelerin yüzde 16 üzerine çıktı. Amerika kıtası genelinde ise büyüme yüzde 2 ile sınırlı kaldı. Ancak Güney Amerika’daki bazı destinasyonlar, yaz aylarında yüzde 13’e varan artışlar kaydetti.
Avrupa, 2025’in ilk çeyreğinde yaklaşık 125 milyon uluslararası ziyaretçi ağırlayarak 2024’e göre yüzde 2, 2019’a göre ise yüzde 5’lik bir artış yakaladı. Orta ve Doğu Avrupa, özellikle doğu kesimlerde yüzde 8’lik büyüme gösterse de hâlâ pandemi öncesi seviyelerin gerisinde. Güney Akdeniz Avrupa’sı (Türkiye yüzde 7, Yunanistan, İtalya ve Portekiz yüzde 5) istikrarlı gelir artışlarıyla öne çıktı. Orta Doğu ise yüzde 1’lik bir artışla, pandemi öncesinin yüzde 44 üzerinde kalmayı başardı.
Ekonomik etki: Harcamalar artıyor
2025’in ilk çeyreğinde küresel turizm gelirleri, turistlerin destinasyonlarda yaptığı harcamalarla birlikte yeniden yükselişe geçti. Örneğin, dünyanın ikinci en fazla turizm geliri elde eden ülkesi olan İspanya, 2025’in ilk iki ayında yüzde 9 gelir artışı kaydetti; bu, 2024’teki yüzde 16’lık artışı takip ediyor.
Asya-Pasifik’te Japonya (yüzde 34), Nepal (yüzde 18), Güney Kore ve Moğolistan (her biri yüzde 14) çift haneli gelir artışları yakaladı. Avrupa’da Norveç (yüzde 20), Danimarka (yüzde 11) ve Fransa (yüzde 6) önemli kazanımlar sağladı. ABD ise 2025’in ilk çeyreğinde yalnızca yüzde 3’lük bir artış kaydetti; bu, 2024’teki yüzde 14’lük büyümenin oldukça gerisinde kaldı.
Seyahat başına ortalama harcama 1.170 dolara yükseldi
2024 yılında küresel turizm ihracat gelirleri 2 trilyon dolar seviyesine çıkarak, pandemi öncesine göre yüzde 15’lik artışla dünya mal ve hizmet ihracatının yüzde 6’sını, küresel hizmet ticaretinin ise yaklaşık yüzde 23’ünü oluşturdu. Uluslararası turizm gelirleri yüzde 11 artarak 1,7 trilyon dolara ulaştı. Seyahat başına ortalama harcama 1.000 dolardan 1.170 dolara çıktı.
Bu büyümede Çin (yüzde 30 artışla 251 milyar dolar), Suudi Arabistan (yüzde 17), Birleşik Krallık (yüzde 16), Kanada (yüzde 13), ABD (yüzde 12) ve Avustralya (yüzde 8) gibi büyük pazarlardan gelen güçlü harcamalar etkili oldu.
Hava yolu ve konaklama eğilimleri
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), 2025’in ilk çeyreğinde uluslararası hava yolculuğu talebinin yüzde 8 arttığını, kapasitenin ise yüzde 7 oranında genişlediğini bildirdi. Mart ayındaki küresel otel doluluk oranı yüzde 64 olarak gerçekleşti; bu oran, 2024’teki yüzde 65 seviyesine oldukça yakın. Bu veriler, sektörün büyüyen talebi karşılayabildiğini gösteriyor. Ancak IATA, uçak teslimatlarındaki gecikmeler gibi bazı operasyonel zorluklara da dikkat çekti.
Zorluklar: Ekonomik ve jeopolitik rüzgârlar
UN Tourism tarafından yapılan bir uzman anketi, 2025 yılına dair bazı önemli risklerin altını çiziyor: yavaş ekonomik büyüme, yüksek seyahat maliyetleri, artan vergiler, jeopolitik gerilimler, ticaret savaşları ve düşen tüketici güveni. Bu faktörler, tüketicilerin uzun ve pahalı seyahatlerden kaçınmasına yol açarak, daha kısa ve yakın mesafeli seyahatleri ön plana çıkarıyor.
Gelecek: Stratejik yönetim şart
2025 yılına güçlü başlayan küresel turizm sektörü, esnekliğini ve direncini bir kez daha ortaya koydu. Asya-Pasifik ve Afrika’nın liderliğinde yaşanan toparlanma, büyük pazarların harcamalarıyla destekleniyor. Sektörün pandemi öncesi seviyeleri aşma potansiyeli yüksek olsa da, ekonomik belirsizlikler ve jeopolitik riskler nedeniyle fiyat rekabeti ve hedefe yönelik pazarlama stratejileri gibi dikkatle planlanmış politikalar gerekiyor.
Turizmin küresel ekonomilere yaptığı büyük katkı göz önüne alındığında, bu zorlukların ne kadar etkili yönetildiği, sadece 2025’in geri kalanı için değil, önümüzdeki yıllar için de sektörün yönünü belirleyecek.