Tasarruf hakkı Kültür ve Turizm Bakanlığı'na verilen orman alanlarının, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan kısımları da turizm yatırımlarına tahsis edilebilecek
Resmi Gazete'de yayımlanan "Kamu Taşınmazlarının Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelik"in 12. maddesine eklenen fıkra ile bu alanların "kamu kullanımına açık olmak şartıyla" kullanma izni verilerek tahsis sınırları içine dahil edilebileceği belirtildi.
Bu kapsamda mevcut yönetmeliğe "Bakanlığa tasarruf hakkı verilen orman alanlarından kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında kalan alanlar, kamu kullanımına açık olmak şartıyla, kullanma izni verilmek suretiyle tahsis sınırları içerisine dahil edilebilir." maddesi eklendi.
Kıyı kenar çizgisi neyi ifade eder?
Kıyı kenar çizgisi, Türkiye’de kıyıların korunması ve kamu yararına kullanılması amacıyla tanımlanan hukuki ve teknik bir sınırdır. Bu çizgi deniz, göl veya akarsu kıyısındaki en yüksek su seviyesinin ulaştığı doğal sınırı ifade ediyor.
Bu çizginin deniz tarafı, tamamen kamu malı sayılır ve hiçbir şekilde özel mülkiyete konu olamaz.
Bu alanlarda yapılaşmaya veya özel kullanıma izin verilmez; sadece kamu yararına, belli koşullarla kullanım mümkündür (örneğin plajlar, iskeleler, yürüyüş yolları).
"Düzenleme Anayasa'ya aykırı"
Kültür ve Turizm Bakanlığının eski çalışanlarından bir uzman, yapılan düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğunu, bu aykırılığın önüne geçmek için de değişikliğe “kamu kullanımına açık olması kaydıyla” ifadesinin eklendiğini belirtti.
Türkiye’de kıyılarla ilgili en büyük sorunun hukuksuz işgaller olduğunu kaydeden uzman, “Normalde kıyı işgalinin sonlandırılması için uygulanan ecrimisil cezaları, günümüzde adeta bir kiralamaya (kullanım bedeli) dönüşmüş durumda. Anayasa’ya göre kıyıların tamamen açık olması gerekiyor. Bir insanın Belek sahilinin bir ucundan diğer ucuna yürüyebilmesi gerekiyor. Ancak şu anda bu mümkün değil. Bakanlık, yaptığı düzenlemeyle bu işgalleri daha olağan hale getirdi.” diyor.
