Avrupa'daki seyahat hukuku uzmanları, Avrupa Komisyonu (AK) ve Avrupa Parlamentosu’nun (AP) önerdiği değişikliklerin yürürlüğe girmesi halinde, Avrupa Birliği'nin Paket Tur Yönetmeliğinde (PTD) yapılması planlanan kapsamlı revizyonların, Birleşik Krallık'taki paket tur kurallarından ciddi şekilde ayrışacak olmasından dolayı büyük endişe duyduklarını dile getirdi.
Hangi değişiklikler planlanıyor?
Prag merkezli Holubova Hukuk Bürosunun yönetici ortağı Klara Dvorakova, Avrupa Komisyonu’nun "paket tur tanımını netleştirmek, bağlantılı seyahat düzenlemeleri (LTA) tanımını sınırlamak, ön ödemelere tavan getirmek, tüketicilerin iptal haklarını genişletmek ve tedarikçilerin yedi gün içinde seyahat düzenleyicilerine geri ödeme yapmasını zorunlu kılmak" gibi değişiklikleri gündeme aldığını belirtti.
Geçtiğimiz ay Prag’da düzenlenen Uluslararası Seyahat Hukuku Ağı (ITLN) konferansında konuşan Dvorakova, 2023 sonunda sunulan tekliflerin AB Konseyi’ne iletildiğini ve Konsey’in görüşlerinin “piyasa beklentileriyle daha uyumlu olduğunu” ifade etti.
Radikal öneriler sunuldu
Ancak Avrupa Parlamentosu raportörü Alex Agius Saliba'nın komisyonun önerilerinin de ötesine geçerek, ön ödemelere yüzde 25 sınır getirilmesi, emanet hesap kullanımı ve tüketicinin ikamet yeri ile seyahat başlangıç noktası arasında oluşabilecek olağanüstü durumlarda iptal hakkı gibi daha radikal öneriler sunduğunu aktardı.
Peket turlarla ilgili reform sürecini takip eden Uluslararası Seyahat ve Turizm Avukatları Forumu (IFTTA) çalışma grubunun başkanlığını da yürüten Klara Dvorakova, Alex Agius Saliba’nın önerilerine şu ana kadar "400'den fazla değişiklik önerisi" getirildiğini ve henüz uzlaşmaya varılamadığını belirterek, “Her başlıkta bir mücadele var,” dedi.
Reformların nihai hâlini alabilmesi için Avrupa Komisyonu, AB Konseyi ve Avrupa Parlamentosu arasında üçlü müzakerelerin tamamlanması gerekiyor.
Almanya'nın Düsseldorf kentindeki Engles-Siebert Hukuk Bürosunun ortağı Klaus Siebert ise uyarıda bulunarak, “Bu reformlar düzenleyicilerin sorumluluğunu artıracak, iptallerde daha yüksek geri ödeme yükümlülükleri doğuracak ve mali baskıyı büyütecek,” dedi.
“Paket tur kavramı iki yıl içinde ortadan kalkar”
Olağanüstü durum tanımının bugüne dek yalnızca seyahat destinasyonunu kapsadığını, ancak bu tanımın tüketicinin ikamet ettiği yeri de kapsayacak şekilde genişletilmesinin adil olmadığını ve tur operatörlerinin mali yapısı üzerinde ciddi risk oluşturacağını savunan Siebert, “Eğer yalnızca tüketici koruması artırılmaya çalışılırsa, paket tur kavramı iki yıl içinde tamamen ortadan kalkabilir,” diye konuştu.
“Sorumluluk adil olmayan bir biçimde düzenleyiciye yükleniyor”
Viyana’daki Kornfeld Wukoschitz Cernochova Hukuk Bürosunun ortağı Michael Wukoschitz de “olağanüstü durum” tanımının tüketicinin ikamet ettiği yeri de kapsayacak şekilde genişletilmesini, “sorumluluğun adil olmayan biçimde düzenleyiciye yüklenmesi” olarak nitelendirdi.
Geçen eylül ayında Avusturya ve Viyana’da yaşanan sel felaketi sırasında bazı yolcuların, evlerinden havalimanına ulaşamadıkları gerekçesiyle seyahatlerini iptal ettiklerini; ancak mahkemenin, sadece kalkış noktasının etkilenip etkilenmediğine bakılması gerektiğine hükmettiğini aktaran Wukoschitz, “Eğer havalimanı etkilenmemişse, bu olağanüstü bir durum sayılmaz.” dedi.