Tüm-İş’ten turizmde 10+1 düzenlemesine tepki
Tüm-İş’ten turizmde 10+1 düzenlemesine tepki
İçeriği Görüntüle

Antalya Kent Konseyi Turizm Grubu Başkanı Recep Yavuz, Antalya Müzesi’nin yıkılıp yeniden yapılması ile ilgili tartışmaları kaleme aldı. Kahire’deki eski Mısır Müzesi ile yeni yapılan Büyük Mısır Müzesi’ni örnek veren Yavuz, yeni müzeye ihtiyaç olduğunu, ancak eski müzenin de korunması gerektiğini ifade etti.

Recep Yavuz’un “Bir müze hikâyesi” başlıklı yazısı şöyle

Kahire’nin tam kalbinde, Tahrir Meydanı’nda yükselen görkemli taş bina, 1902 yılında kapılarını açtığında kimse onun bir gün yalnızca bir müze değil, aynı zamanda bir sembol olacağını bilmiyordu. O günden itibaren, Eski Mısır Müzesi yalnızca bir sergi salonu değil; firavunların fısıltılarının, Nil’in kadim melodisinin ve altın sarayların parıltısının yankılandığı kutsal bir mekân haline geldi.

Yüz yılı aşkın süre boyunca, dünyanın dört bir yanından gelen gezginler bu müzenin kapısından içeri adım attığında, sanki zamanda geriye gidiyordu. Tutankhamun’un altın maskesi göz kamaştırıyor, Ramses’in heykeli ziyaretçilerin üzerinden sessizce bakıyordu. Kraliyet mumyalarının arasında yürürken insan, tarihin derinliklerinde nefes alıyor gibiydi.

Ama zaman, en görkemli yapılara bile dokunur. Milyonlarca eserin yükü artık müzenin duvarlarına sığmaz oldu. Vitrinler taşmaya başladı, depolar doldu, dar koridorlar kalabalıkları karşılayamaz hale geldi. Kahire’nin kalbinde yer alan bu eski hazine sandığı, artık Mısır’ın büyüklüğünü sergilemek için yeterli değildi.

İşte o zaman, büyük bir hayal kuruldu. Daha geniş, daha ihtişamlı, çağın tüm teknolojilerine sahip yeni bir müze inşa etme hayali… Bu yalnızca bir binadan ibaret değildi. Bu, Mısır’ın mirasını dünyaya yeniden armağan etme projesiydi. Yüksek maliyetlere, uzun süren tartışmalara, yıllar süren inşaatlara rağmen bu hayal gerçekleşti. Piramitlerin gölgesinde, Giza’da, dev bir tapınak gibi yükselen Grand Egyptian Museum doğdu.

Yeni müze yalnızca büyüklüğüyle değil, içinde sakladığı sırlarla da insanı hayran bırakıyor. İlk kez Tutankhamun’un hazinesinin tamamı tek bir yerde sergileniyor. Geniş cam duvarlarından bakıldığında ise, insanlık tarihinin en görkemli anıtları olan piramitler, sanki müzenin bir uzantısıymış gibi görünüyor. Bu eşsiz manzara, geçmiş ile bugünü, taş ile camı, ebediyet ile anı birleştiriyor.

Kim derdi ki, tek binadan oluşan dünyanın en büyük müzesi, Avrupa’da , Amerika’da , Rusya’da ya da Çin’de değil, Mısır’da yapılacaktı. Bir ara on beş dakikanızı ayırıp internet ortamında izleyin derim.

Müze kadar önemli bir şey de, Tahrir Meydanı’ndaki eski müze yıkılmadı. Çünkü o bina, yalnızca taş ve tuğladan ibaret değildi; milyonların hatırasını taşıyan bir bellekti. O yüzden korunarak, araştırmalar ve özel sergiler için yaşamaya devam ediyor. Eski müze bir hatıra defteri gibi, yeni müze ise bir gelecek manifestosu gibi Kahire’nin iki yanında yan yana var oluyor.

Bugün Kahire, iki müzenin hikâyesini aynı anda anlatıyor. Bir yanda nostaljinin kokusunu taşıyan, dar koridorlarında hâlâ gezginlerin ayak seslerinin yankılandığı Eski Mısır Müzesi… Öte yanda cam duvarlarıyla göğe uzanan, dev galerilerinde firavunların görkemini yeniden canlandıran Grand Egyptian Museum…

Bu, yalnızca iki binanın değil, aynı zamanda bir milletin geçmişten geleceğe yolculuğunun hikâyesi. Eski müze, kalbin en derin köşesinde saklanan bir anı; yeni müze ise göz kamaştıran bir rüya. İkisi bir araya geldiğinde Mısır, hem tarihini koruyor hem de onu dünyanın dört bir yanındaki insanlarla paylaşmaya devam ediyor.

Çünkü bazen bir müze, yalnızca taş duvarlar arasında saklanan eserlerden ibaret değildir. Bazen bir müze, bir milletin ruhunu, hayallerini ve gururunu taşır. Ve işte Kahire’nin iki müzesi, bu ruhun, bu hayalin ve bu gururun iki farklı yüzü olarak dünyaya ışık saçıyor.

Piramit manzaralı dünyanın en büyük müzesinin kararı geniş katılımlı toplantılarda ortak mutabakat ile alındı. Çünkü şu anda Antalya’da olduğu gibi eski müzenin durumu ve yeni müzenin ne getireceği merak konusuydu. Ortak akılda bütün endişeler giderildi, eleştiriler değerlendirildi , tek bir cevapsız soru kalmadı.


Bugün Mısır’ın gururu ve dünyadaki prestiji olan müzeyi tam açılış gerçekleştiğinde günde 15.000 kiş ziyaret edecek. (Antalya müze ziyaretinin yaklaşık 10 katı) . Ortaya öylesine bir eser çıktı ki, dünya kamuoyunda bu turistik açıdan büyük çekim gücü oluşturan müzenin hemen yanı başındaki piramitlerin önüne geçmesi kuvvetle muhtemel.

Umarım Mısır’da yaşanan bu örnek, bizim aylardır içinde olduğumuz müze tartışmalarına iyi bir örnek teşkil eder.

Telegram Turizm Ekonomi