Devam eden Rusya-Ukrayna savaşı, enflasyona bağlı olarak artan maliyetler, Hindistan-Pakistan gerilimi sürecinden Türkiye’nin Pakistan’dan yana tavır almasından dolayı Hindistan’da Türkiye’ye dönük boykot çağrıları ve son olarak İsrail’in saldırganlığından dolayı artan bölgesel gerilim, Türkiye turizm sektöründe duraksamaya ve gerilemeye neden oldu. Kimi medya organlarında ve sosyal medyada Türkiye genelinde otellerin ve turizm merkezlerinin boş olduğu, sektörün büyük bir krizle karşı karşıya olduğu yorumları yapılıyor. Peki durum gerçekten böyle mi, sektör uzmanları konuyla ilgili ne diyor? Turizm Ekonomi, sektörün sıcak gündemiyle ilgili olarak mikrofonu sektör temsilcilerine uzattı:
Müberra Eresin: Turizm hareketliliği beklentimizin altında kalacak
Bu yıl, hem dünyada hem de Türkiye’de turizmi olumsuz etkileyebilecek neredeyse tüm gelişmelerin bir arada yaşandığı bir dönem oldu. Sektör olarak adeta başımıza gelmeyen kalmadı. Bu durum, özellikle İstanbul’da olmak üzere tüm Türkiye genelinde turist sayısında beklenen ivmenin yavaşlamasına yol açtı.
Şu an itibarıyla elimizdeki veriler henüz toparlanma sürecini tam olarak yansıtmıyor. TÜROB olarak, gerçek tabloyu ancak Haziran ayı sonuçlarını derlediğimizde tam anlamıyla görebileceğiz. İsrail-İran hattındaki son gelişmelerin sektöre olan olumsuz etkisi de ancak o zaman daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır. Şu an için, günlük takiplerimiz gösteriyor ki turizm hareketliliği, maalesef beklentilerimizin altında kalıyor.
Her zaman söylediğimiz gibi: Turizm, barış sektörüdür. Barış olmadan ve savaşların gölgesinde gerçek anlamda turizmden bahsetmek mümkün değildir.
Mevcut tablonun kısa süre içerisinde geride kalacağını, Türkiye’nin en güçlü turizm destinasyonlarından biri olduğunu unutmamalıyız. Bu bilinçle, sektör olarak toparlanma umudumuzu koruyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere sektör olarak TGA, ICVB, TOBB ve İTO ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz, birlikte elimizden gelen tüm çabaları göstermeye devam edeceğiz.
“TÜROFED Genel Sekreteri Yakup Dinler: Gözle görülür bir daralma var ama...
Türkiye genelinde turizm sektöründe bu sezon belirgin bir yavaşlama yaşanıyor. Özellikle kıyı bölgelerinde doluluk oranlarının beklentilerin altında kalması; ekonomik belirsizlikler, döviz kurundaki durağanlık ve artan ulaşım ile konaklama maliyetleriyle birleşince, hem yerli hem de yabancı turist talebinde gözle görülür bir daralma yaratıyor. Bu tabloyu geleneksel medya zaman zaman, sosyal medya ise sürekli dramatize etse de sektörün ciddi yapısal zorluklarla karşı karşıya olduğu inkâr edilemez. Ancak bu etki tüm ülkeye eşit biçimde yansımıyor; bazı destinasyonlar, sahip oldukları pazar çeşitliliği ve marka gücü sayesinde bu süreci daha dirençli geçiriyor.
Kapadokya ise bu anlamda öne çıkan istisnalardan biri. Bölge, yıl boyu süren cazibesi, uluslararası turist ilgisi ve çok pazarlı yapısıyla benzer destinasyonlara kıyasla daha dengeli bir performans sergiliyor. Hindistan gibi bazı pazarlarda yaşanan yavaşlama ve iç turizmdeki daralma hissedilse de, Kapadokya hâlâ segment çeşitliliği ve deneyim temelli yapısıyla avantajını koruyor. Elbette zorluklar mevcut; ancak güçlü destinasyon kimliği sayesinde bu dönemi görece daha az kayıpla atlatabileceğini düşünüyoruz.
AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu: Antalya’nın ziyaretçi hedefini revize etmemiz gerekiyor
Şu anda Antalya’ya gelen ziyaretçi sayısı geçen yılla aynı. Dolayısıyla otellerin ve turizm merkezlerinin boş olduğu haberleri doğru değil. Ancak devam eden Rusya-Ukrayna savaşı İsrail-İran çatışmaları ve Pakistan-Hindistan gerilimi Türkiye turizmini etkiliyor. Çok zor bir sezon geçirdiğimiz doğru. Üstelik tüm bunlar fiyat anlamında tur operatörlerinin koyduğu fiyat çıtasının üstüne çıktığımız bir dönemde yaşanıyor. Bizi sürekli Mısır ile kıyaslıyorlar çünkü Türkiye’yi sürekli fiyat eksenli değerlendiriyorlar. Türkiye’de yaşanan siyasi gelişmeler de Avrupa pazarında gerileme yaşamamıza neden oldu.
Yaşanan gelişmeler, Antalya için geçen yıl belirlediğimiz 18 milyon ziyaretçi sayısını revize etmemiz gerektiğine işaret ediyor. Dolayısıyla Antalya için hedefimiz 2024 rakamı olan 17 milyon ziyaretçi sayısına ulaşmak.
ALTİD Başkanı Burhan Sili: Sorunumuz kur ve maliyet
Aslında havalimanı verilerine göre gelen kümülatif yolcu sayısında azalma yok ama ana pazarlarımız Rusya ve Almanya’da yaşanan düşüşler bizi etkiliyor. Haziran ayı itibariyle doluluklarımızda yüzde 5 düşüş var. Maliyet artışından dolayı cirolar artıyor ama bunun karlılığa bir faydası yok. Çünkü döviz kuru yerinde sayıyor.
Çarşı ve pazarda fiyatlar çok yüksek. İnsanlar kendi ülkelerinde 5 euroya içtiği bir şeyi burada 10 euroya almak istemiyor. Misafir kendi penceresinden haklı ancak oralarda tesisler yılın 12 ayı çalışırken bizler yılın 5-6 ayı iş yapıyoruz. Burada bizim temel sorunumuz kur politikası.
Herkes zorlanıyor. Tur operatörleri de zorlanıyor. İstediğimiz fiyatlardan satamıyoruz. En önemli göstergelerden biri tur operatörlerinin önümüzdeki yıl için bu yılın üzerinde koltuk planlayıp planlamadığı. Şu anki göstergeler küçük ve orta ölçekli tesislerin daha da zorlanacağını gösteriyor.
GETOB eski başkanı Bülent Bülbüloğlu: Sorun otel dışı yeme-içme mekânlarında
Turizm sektörünün durumu Türkiye’de nasılsa Marmaris’te de aynı. Turizmde Antalya’dan Bodrum’a, İstanbul’dan Karadeniz’e kadar her yerde bir daralma var. Marmaris yüzde 70 oranında İngiltere’de orta ve orta altı gelir grubunun tercih ettiği bir destinasyon. Bu misafirleri ağırlayan tesislerde bir sorun yok. Sorun otel dışındaki yeme-içme ve eğlence mekanlarında.
Marmaris’te Rus turistlerin sayısı iyice azaldı. Antalya’nın fiyat indirmesinden ve sunduğu olanaklardan dolayı Rus turist oraya akın ettiği için, burada onların yerini İngiltere pazarı ile doldurmaya çalışıyoruz.
Marmaris’te ayrıca bar disko gibi çalışan ve şehirde kirlilik yaratan restoranlar sıkıntı yaşıyor. Onun dışında Marmaris her zamanki gibi güzel ve temiz. O mekanların olduğu yerlere turist girmek istemiyor. Ama artık o konuda gerekli adımlar atılıyor. Mekanlar artık kendi konseptlerinde (bar veya restoran) faaliyet gösterecek.
