TÜRSAB genel kurulu yaklaşırken seyahat acenteleri arasında bir kez daha birleşmeler, ittifaklar ve tartışmalar başladı. TÜRSAB yönetiminin ilan ettiği ‘mali genel kurul’ ile ilgili muhalefet cephesinden peş peşe eleştiriler ve suçlamalar gelirken; Emin Çakmak, Ali Bilir, Aylin Özsavaş, Tamer Çiçek, Nezih Hacıalioğlu gibi isimlerin bir araya gelerek ilan etmeye hazırlandıkları “Birleşik TÜRSAB Hareketi” öncesi İSATAG yönetiminde çatlak yaşandı.
İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği (İSATAG) Başkanı Aylin Özsavaş ile Başkan Yardımcısı Cüneyt Tansu Demir arasında, Demir’ın dün yaptığı açıklama sonrası tartışma başladı. Tansu Demir açıklamasında muhalefet olmanın gerekçesinin, ilkesel ve hedefe yönelik farklardan kaynaklanması gerektiğini savunmuş; menfaati karşılanmadığı, istediği koltuğu alamadığı veya ahlaki nedenlerle dışlandığı için muhalefet yapanların gerçek anlamda muhalefet sayılamayacağını ifade etmişti.
Muhalefetin nüvesinde iktidarla ilkesel bir ayrılık olması gerektiğini savunan Demir, “Ad hominem gerekçelerle muhalefet olmaz! Amaca ulaşırken kullanılan yol, elde edilen başarının paylaşımı, kamusal faydanın gözetimi gibi ilkesel ayrılıktan doğmalı muhalefet” dedi.
TÜRSAB gibi bir kurumu yönetmek için sürdürülen siyasetin ilkesel sınırlara sahip olması gerektiğini savunan Demir, “Elde geçirmek, elde tutmak, hesaplaşmak gibi egoların” bu süreçte karşılıksız kalması gerektiğini ifade etti.
Aylin Özsavaş’tan Demir’e yanıt
Demir açıklamaları sonrası bir açıklama yapan Aylin Özsavaş, Tnasu Demir’in açıklamalarının derneği bağlamadığını belirtti. Demir’in ‘TÜRSAB seçimlerinde Ahlaklı insanlar yarışmalı’ ifadesinin mevcut başkan Firuz Bağlıkaya dahil, bugüne kadar aday olmuş herkesi dolaylı yoldan ahlaksız ilan ettiğini savunan Özsavaş’ın açıklaması şöyle:
"TÜRSAB camiasında uzun yıllardır süren tartışmalar, farklı görüşlerin ortaya konmasıyla zenginleşmektedir. Bu bağlamda, Kurucu Başkanlığını yürüttüğüm kısa ismi İSATAG olan İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği’nin Başkan Yardımcısı Sayın Cüneyt Tansu Demir’in son açıklamalarını dikkatle okudum.
Derneğimizin doğası gereği her üyemiz fikir ve kanaatlerini özgürce dile getirme hakkına sahiptir. Bu nedenle Tansu Bey’in açıklamalarının şahsi görüşü olduğunu ve derneğimizi kurumsal olarak bağlamadığını özellikle belirtmek isterim.
Sayın Tansu Demir’in muhalefetin ilkeli bir çizgide ilerlemesi gerektiğine dair vurgusu ve TÜRSAB’ın önündeki en büyük tıkanıklığın Sayın Firuz Bağlıkaya olduğunu, son derece yerinde bir teşbihle ‘’trafik sıkışıklığı metaforuyla’’ anlatması, önemli bir tespittir. Bu bakımdan kendisine teşekkür ediyorum.
Ancak aynı açıklamada geçen “ahlaklı insanlar yarışmalı” ifadesi, geçmişte Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Adayı olarak bizzat yarıştığı ve bugün de eleştirdiği Sayın Bağlıkaya başta olmak üzere, bugüne dek aday olmuş herkesi dolaylı yoldan “ahlaksız” ilan etme anlamı taşımaktadır. Bu ifadeyi son derece talihsiz buluyor, bu genellemeyi ve dilin sertliğini kınıyorum.
Hiç kimse, ne Sayın Bağlıkaya’ya ne de herhangi bir adaya “ahlaksız” diyemez. Rekabetin ruhu, etik sınırların korunmasını gerektirir.
Ahlak, kişilik ve onur gibi temel değerlerin siyasetin diliyle örselenmesine asla izin verilmemelidir. Bu değerlere sahip çıkmak, sadece sağlıklı bir rekabet ortamının sürdürülmesine katkı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda Derneğimizin kuruluş amaçlarından biri olan “sektörümüzün saygınlığını koruma ve onu daha ileriye taşıma” sorumluluğumuzu da hatırlatır.
Ayrıca açıklamasında TÜRSAB’ın gündemindeki Olağanüstü Genel Kurul sürecine tek bir cümleyle dahi değinmemiş olması, ya konudan henüz haberdar olmadığını ya da bilinçli olarak görüş bildirmekten kaçındığını düşündürmektedir.
Bu vesileyle, kendisini Başkanı olarak bilgilendirmek isterim: TÜRSAB yönetimi, görevinin bitmesine 5 ay kala, sınırsız harcama ve borçlanma yetkisi talep etmek için Olağanüstü Genel Kurul kararı almıştır. Bu konuda ne düşündüğünü merak ediyor, görüşlerini kamuoyuyla paylaşmasını diliyorum."
