Rus Federasyonu ile NATO-AB destekli Ukrayna arasında üç yılı aşkın süredir devam eden savaşta yeniden barış umudu doğdu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna ile İstanbul’da yapılacak bir barış görüşmesine ön koşulsuz hazır olduklarını açıklamasının ardından uluslararası siyaset arenası hareketlendi. Görüşmelerin 15 Mayıs’ta yapılması beklenirken, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Vladimir Putin ile yüz yüze görüşmek istediğini bildirdi. Ancak iki liderin bu aşamada böyle bir görüşme yapması pek olası görünmüyor.
Daha önce de İstanbul’da görüşmüşlerdi
Rus ve Ukrayna tarafları savaşın henüz başladığı günlerde (Mart 2022) İstanbul’da görüşmeler gerçekleştirmiş, üzerinde anlaşılan ve Ukrayna heyeti tarafından paraf edilen antlaşma metni, başta İngiltere ve ABD olmak üzere, batılı devletlerin devreye girmesiyle yürürlüğe girememişti
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise, Ukrayna ile doğrudan müzakerelere açık olduğunu ifade etti. Ancak Putin, bu görüşmelerin herhangi bir ön koşul olmaksızın gerçekleşmesi gerektiğini savunuyor ve Ukrayna'nın tarafsızlık ilan etmesi ile Rusya'nın ilhak ettiği bölgeleri tanımasını talep ediyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e doğrudan çağrıda bulunarak, 15 Mayıs'ta İstanbul'da yüz yüze görüşmeye hazır olduğunu belirtti. Ancak Zelenskiy, bu görüşmenin gerçekleşmesi için öncelikle Rusya'nın 30 günlük koşulsuz bir ateşkesi kabul etmesi gerektiğini vurguladı.
ABD Başkanı Donald Trump, barış sürecine aktif destek vererek, Ukrayna'yı ön koşulsuz olarak müzakerelere başlamaya çağırdı. Trump, "Ukrayna'da barışı yeniden tesis etmenin zamanı geldi ve bence bunu başaracağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin barış görüşmeleri için ideal bir ev sahibi olduğunu belirtti. Erdoğan, "Rusya ile Ukrayna ve Amerika arasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi muhtemel görüşmeler için ülkemiz ideal bir ev sahibi olacaktır." dedi.
İstanbul'da planlanan bu barış görüşmeleri, savaşın sona erdirilmesi adına önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak tarafların ön koşulları ve talepleri, sürecin zorluklarını ortaya koyuyor. Uluslararası kamuoyu, bu görüşmelerin başarılı olup olmayacağını yakından takip ediyor.