Turizm Ekonomi
Aska Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Aslan, sektörün sıcak gündemini Turizm Ekonomi Yayın Yönetmeni Savaş Daş’a değerlendirdi. Yüksek maliyetler, enflasyon ve baskılanan kurlar nedeniyle otellerin aldığı paranın karşılığını verememe tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirten Aslan çalışanın mutsuz olduğunu, karlılığın ise sürekli düştüğünü ifade etti.
“Üç yıl sonra ödenen paranın karşılığını vermekte zorlanırız”
Türkiye’de otelcilerin kar marjının giderek düştüğüne dikkat çeken Ramazan Aslan, “Türkiye’ye tatile gelen turistlerin ödediği paranın karşılığını vermeye devam ediyoruz. Dün 10 lira ödeyip 15 lira karşılık alıyordu, bugün ise 10 lira ödüyor belki 10, belki 10,5 olarak alıyor ama alıyor. Ancak böyle devam ederse üç yıl sonra ödenen paranın karşılığını vermekte zorlanacağız. Bu da kalite sorununun yaşanmasına yani kendi ayağımıza sıkmamız anlamına gelecek. Bizin Türkiye olarak, şartlar ne olursa olsun, kaliteden asla taviz vermememiz gerekiyor.” dedi.
“Çalışana zam yapıyorsunuz, üç gün sonra değeri kalmıyor”
Turizm sektöründeki önemli sorunlardan birin de personel sorunu olduğunu söyleyen Aslan otel işletmelerinin toplam giderlerinin içinde personel maliyetleri neredeyse yüzde 50’yi bulduğunu belirtti. Aslan “Ancak çalışan yine de mutlu değil. Çalışanın mutlu olmamasını da anlıyoruz, çünkü yetmiyor. Bugün çalışana bir ücret ödüyorsunuz ancak üç gün sonra bu paranın bir değeri kalmıyor. Dolayısıyla çalışanın ücretine zam yaparak onu mutlu şansı da elde kalmadı. Burada yapabileceğimiz tek şey çalışana dokunabilmek, ona değerli olduğunu hissettirebilmek. Her yöneticinin çalışana sıkı sıkı sarılması gerekiyor. Zira personel memnuniyeti olmadan müşteri memnuniyetinin de sağlanamcayacağını unutmamak gerekiyor.” değerlendirmesini yaptı.
“10 sene önce bir turizm çalışanı ev alabiliyorken şimdi müdürler bile alamıyor”
Turizmde yaşananların en önemli nedeninin döviz kurları olduğuna dikkat çeken Ramazan Aslan, “Türkiye’de TL değerli. Keşke çok daha değerli olsa da bu değer ülkede yaşayan herkese yansıtılabilse. Ülkemizde yaşayan insanlar 10 sene önce daha az imkanlarla daha fazla şeyler elde edebiliyordu. 10 sene önce turizm sektöründe çalışan birinin ev alma şansı varken, bugün müdürlerin bile bu şansı kalmadı. Şu anda bir mutsuzluk çukuruna doğru gidiyoruz. Öte taraftan biz elimizdekiyle mutlu olmazsak bu çukurdan çıkamayız. Elimizdeki bakmamız, elimizdeki ile yol almamız gerekiyor. Kafayı ‘bu imkanları nasıl daha ileri götürebiliz’e yormamız lazım.” ifadelerini kullandı.
“Yatırımcı kaç gün ya da kaç yıl zarar edebilir?”
Türkiye turizmindeki fiyat artışlarının ne Türkiye’deki ne de Avrupa’daki misafirlerce karşılanabildiğini anlatan Ramazan Aslan “Artık fiyat artışı ile yol alma dönemi de kapandı. Çünkü insanlar alamıyorlar. Ama öte yandan, bu maliyetler karşısında fiyat artırmadan ne kadar devam edilebilir, yatırımcı ne kadar zararı göze alabilir? Kaç gün ya da kaç yıl zarar edebilir? Veya mutsuz bir çalışanı otelde ne kadar tutabilirsiniz? Sektör habire eleman değiştiriyor. İnsanlar aldığı ile mutlu değil ve yetişmiş personel sıkıntısı had safhada. Oteller personele eğitim verirken ‘ben eğitim veriyorum bırakıp başka otele gidiyor’ diye düşünüyorlar. Eğitelim bıraksın gitsin, sonuç itibariyle gücümüz komşumuzun gücü kadar. Dolayısıyla eğitim, eğitim, eğitim!” şeklinde konuştu.
“Benim mutlu olmam, benim gemimin yüzmesi yetmiyor”
Peki döviz kurlarının olması gereken noktaya ulaşması turizmdeki sorunları çözer mi? Ramazan Aslan, soruya şu yanıtı veriyor:
“Döviz kurları yerinde sayarken insanlar fiyat artırıyordu. Şimdi döviz kurları hareketli yine fiyat artırıyorlar. Peki döviz düşünce fiyatları geriye çeken birilerini gördünüz mü? Dolayısıyla bir kontrol mekanizmasının oluşması gerekiyor. Aynı ürünü bir yerde 3 liraya, başka bir yerde 15 liraya alıyorsunuz. Üç liraya satan da para kazandığına göre bu fiyatlar nasıl oluşuyor? Evet, serbest piyasa var ve buna saygılıyız. Ama insanlar ahlakını yitirmemeli. Bir bireyin mutlu olması yetmiyor. Tüm toplumun mutlu olması gerekiyor. Benim şu anda ne doluluk ne de başka şeyle ilgili bir sorunum var ama benim iyi olmam, benim gemimin yüzmesi yetmiyor. Herkesin gemisinin yüzmesi, limanda hiçbir geminin kalmaması gerekiyor.”
“Herkesin mutlu olduğu bir Nisan-Mayıs yok”
2025’in erken rezervasyonlarının iyi olduğunu ancak son dönemde duraklama olduğunu anlatan Aslan, herkesi mutlu edecek bir Nisan-Mayıs görünmediğini söyledi. Aslan “Sezon başında veya 2024 sonunda konuşulanlarla şu anda yaşananlar arasında bir fark olduğunu görüyoruz. dedi.