Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde 21 Ocak’ta 78 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangınla ilgili Meclis’te kurulan Araştırma Komisyonu, yangından hayatını kaybedenlerin yakınlarının katılımıyla 30 Nisan’da yeniden toplandı. Toplantıya, yangında stajyer doktor oğlu Yiğit Gençbay’ı kaybeden Danıştay 9’uncu Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay’ın konuşması damga vurdu.
Yangından bu yana kamuoyuna olayla ilgili açıklama yapmayan Gençbay, komisyondaki toplantıda bakanlıklara ve diğer kurumlara ağır eleştiriler getirdi. Yargı bağımsızlığını sorgulayan Gençbay, yargıya güvenin ayaklar altına alınmış durumda olduğuna dikkat çekti.
Bir aydır Danıştay’daki çalışma masasında sürekli dosya okuduğunu belirten kıdemli hakim, çalışma arkadaşlarının ne dosyası okuduğu sorusuna “Benim devletim bana gözyaşları içinde evladımın dosyasını okutuyor” yanıtını verdiğini söyledi.
"Ben buna organize kötülük diyorum"
“Kimse ben iyi bir yargıcım demesin” diye vurguladı, “hepimiz sınıfta kaldık, yenildik, bizim nesil sınıfta kaldı.” diyen Gençbay, Kırk sene önce 4 katlı olarak yapılıp, sonradan üzerine 8 kat daha inşa edilmiş olan ve bir tarafına itfaiye aracının giremediği Kartalkaya Otelin yapım ve izin süreçlerine ilişkin şunları söyledi:
“Şimdi, bakıyorsunuz, bir tarafta yangına uygunluk raporunu verecek olan belediye geçmişte vermiş, bir tarafta il özel idaresi işyeri açma ve çalışma ruhsatını veren, yapı kullanma iznini veren, tadilatları onaylayan bir il özel idaresi ve herkesin gözünden kaçıyor ve onun başında da bir Vali var. Öbür tarafta bütün bunları denetleyip, bu eksiklikleri gördüğünde, gerektiğinde o otelin turizm işletme belgesini iptal etme yetkisi olan Turizm Bakanlığı. Yine, öbür tarafta, işyeri ve iş sağlığı güvenliği konusunda tek yetkili olan Çalışma Bakanlığı var. Şimdi, bunların hiçbir tanesi görevini doğru dürüst yapmamış. Ben buna organize kötülük diyorum. Sonuçta, organize kötülük ortaya çıkmış. Bir tarafından belediye, bir tarafından il özel idaresi, bir tarafından Turizm Bakanlığı, bir tarafından Çalışma Bakanlığı bunların tamamı sorumlu.
“Bu Turizm işletmesi Turizm Bakanlığı’nın denetimindedir”
Grand Kartal Oteli’nin kapısında “Bu Turizm işletmesi Turizm Bakanlığı’nın denetimindedir” yazılı levha bulunduğunu belirten Gençbay, “O levha oraya sıradan asılan bir levha değil. Yangından sonra Turizm Bakanlığı bu levhayı iptal etti, bu turizm işletme belgesini iptal ettiğinde Valiliğe bir yazı yazıyor, diyor ki: O levhayı hıfız edin ve adli emanete alın. Demek ki bu çok önemli bir levha” dedi.
“Halkı niye kandırıyorsun o zaman?”
Sonradan Turizm Bakanlığı’nın soruşturma izni vermeme sürecindeki argümanlarına değinen Danıştay Daire Başkanı, “Turizm Bakanlığı diyor ki: Ya, ben sadece oteldeki çarşafı, yorganı, yastığı, peçeteyi kontrol ediyorum diğer başka şeylere bakmıyorum. Niye? Benim yönetmeliklerim böyle. Diyor ki: Ben sorumlu değilim. Peki, o zaman o levhanın başına yaz ki ‘Bu işletme peçete, havlu, yorgan, yastık denetimi konusunda Turizm Bakanlığı’nın denetimindedir.’ Halkı niye kandırıyorsun o zaman?” dedi.
“Sen Turizm Bakanı mısın, kamu hukukçusu mu?”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ikinci gün kamera karşısına geçerek ‘sorumlu Bakanlık değil’ diye açıklama yapmasını eleştiren Gençay “İkinci gün, daha biz evlatlarımızı toprağa vermeden Turizm Bakanı bir televizyona çıkıyor, kendini televizyoncu gören bir kişinin karşısına, ‘Ben sorumlu değilim.’ Bir sürü yönetmelik sayıyor. Ya, sen Turizm Bakanı mısın, kamu hukukçusu musun? Ben bunu Bolu Başsavcısı’na söyledim. Üç gün sonra evladımızın adli emanetteki eşyalarını almaya gittiğimizde bizi makamına çağırdı. Dedim ki: ‘Sayın Başsavcım, bu yargıyı etkileme değil de nedir?’ Sen eğer sorumluysan zaten yargı senin yakana yapışır, sorumlu değilsen niye feryat ediyorsun? Oturursun yerinde, kimse de sana dokunmaz.” ifadelerini kullandı.
“UYAP’a girmiş rapor korsan metin değil hukuki metindir”
Abdurrahman Gençbay, yangınla ilgili çıkan ön rapora dair Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “korsan metin” ifadesini kullanmasını da eleştirdi. Gençbay, “Birinci bilirkişi raporu eksik olabilir, yanlış olabilir, yetersiz olabilir o anda fazla araştırmadan yetkili ve ehil kişilerden olmamış olabilir ama bu bilirkişi raporu eğer UYAP'a girmişse, bu bilirkişi raporu eğer dosyaya girmişse bu bilirkişi raporu bir hukuki metindir, bu bir korsan metin değildir” yorumunu yaptı.
”Belediye Başkanı ‘Benim sorumluluğum yok’ diyemez”
Belediyenin, tutuklanan görevliler dahil, tamamının asli kusurlu ve sorumlu olduğuna inandığını söyleyen Gençbay, belediyeyle ilgili durumu şöyle ifade etti:
“Yahu, sen buraya 1970'li yıllarda ruhsat verirken, yangın durum belgesini verirken bunun durumunu görmedin, sonrasında verdiğin yangın olur raporlarında bunu görmedin, yetmedi, Allah şaşırtacak ya, o otelin önünde yani itfaiyenin giremediği yerde bir 80 metrekarelik ahşap, işte, ‘fast food’ gibi bir yere ruhsat alabilmek için belediyeye başvuruyorlar, yanlışlıkla binanın tamamı için yangın uyumlu raporu istiyorlar, belediye geliyor, bu yangın uyumlu raporunun, bakıyor ki, bir sürü eksikliği var, olumsuz bir rapor düzenliyor. Bu olumsuz rapor ilgililerin eline gittikten sonra ki ifadelerden onu görüyoruz, Belediye Başkan Yardımcısı akıl veriyor işletme sahiplerine. Diyor ki ‘Siz bu talebinizi geri çekin, biz de bunu iptal edelim.”
“Belediye sekiz gün sonra raporu Bakanlık ve İl Özel İdaresiyle paylaşmak zorunda”
Sol Haber’de yer alan habere göre Gençbay, belediyenin bu rapordaki olumsuzlukları sekiz gün sonra İl Özel İdaresi’yle ve Turizm Bakanlığı’yla paylaşmak zorunda olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Oradaki ‘paylaşılabilir’ lafıyla hareket edilerek ‘Efendim, burada bir takdir hakkı var’ diyemezsin. Bu takdir hakkı ancak düzenlenen rapor olumluysa bunu paylaşmayabilirsin ama olumsuz bir rapor varsa sen bunu paylaşmak zorundasın, bu senin görevindir.
İki, o binaya sekiz gün önce gitmiş, bu olumsuz raporu vermişsin. Ya, o binanın bitişiğindeki 80 metrekare ahşap binaya ve üstüne üstlük onun etrafına itfaiye aracı giremezken sen o bir yere 2 tane yangın söndürme tüpü var diye nasıl yangına olumlu raporu vermişsin? O nedenle, belediyenin yetkilileri sonuna kadar sorumludur. Belki, belediye başkanının da burada kendine düşen payı açısından sorumluluğu vardır yani, kimse ‘Benim sorumluluğum yok, onlar yapmıştır’ deme lüksüne sahip değil, o kişileri de sen seçiyorsun, sen atıyorsun, çalıştıranın sorumluluğu vardır.”