Oteller

Mühürlenen otellere ilişkin mahkemeden emsal karar

Mühürlenen otellerden birinin avukatı Abide Gülel Saral,uygulamanın iptaline dönük açtıkları davayı kazandıklarını, bunun bir emsal karar olduğunu söyledi.

Abone Ol

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 4 bin oteli mühürlemesi turizm sektöründe kaosa neden oldmuş hem işletme hem de misafir ayağında mağduriyetler oluşmuştu. Kriz devam ederken mağdur otellerden birinin avukatı Abide Gülel Saral, Kayseri 1. İdare Mahkemesi’ne giderek yürütmeyi durdurma kararı aldırdı. Titiz bir incelemenin ardından kesin kararını veren  Mahkeme, Bakanlığın sınırsız bir yetkiyle teşebbüs hürriyetini engelleyemeyeceğine ve turizm işletmelerinin çalışma ruhsatlarını iptal ettiremeyeceğine hükmetti.

Turizm işletme belgesi yok diye otel kapatılamayacak 

Avukat Abide Gülel Saral, “Otellerin turizm işletme belgesi alma zorunluluğu devam ediyor ama mahkeme, henüz turizm işletme belgesi alamayan turizm işletmelerinin çalışma ruhsatlarının da iptal edilerek kapatılmasına dur demiştir. Bundan sonra, turizm işletme belgesi yok diye otel kapatılamayacak.Mahkeme, Bakanlığa ‘Anayasa Mahkemesi size kanunu düzeltmeniz için 9 ay süre verdi. 9 ay boyunca otelleri kapatın diye değil’ uyarısında bulunmuştur. Kayseri 1. İdare Mahkemesi’nin önemli kararı kapatılan 4 bin otele emsal olacaktır.” dedi.
 
Kararda özetle şöyle denildi:

“… belirtilen süreler içinde turizm işletmesi belgesi alamayan konaklama ve plaj işletmelerinin işletmeye açılamayacağını ve faaliyette bulunamayacaklarını ayrıca bunların sahibi oldukları işyeri açma ve çalışma ruhsatlarının bildirim üzerine yetkili idare tarafından bir ay içinde iptal edilmesini öngörmek suretiyle teşebbüs özgürlüğüne sınırlama getirmektedir.

Anayasa’nın 13. maddesinde “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. 

Kural uyarınca bir konaklama işletmesinin ya da konaklama içermeyen müstakil plaj işletmesinin faaliyette bulunabilmesi için turizm işletmesi belgesi alması gerekmekte ve ayrıca bu belgeyi edinmediği takdirde sahip olduğu işyeri açma ve çalışma ruhsatının da iptal edilmesi gerekmektedir.
 
Buna göre turizm işletmesi belgesinin, kuralın kapsamında kalan işletmelerin turizm sektöründe faaliyette bulunulabilmesi için temin edilmesi zorunlu tutulan ve bu suretle teşebbüs özgürlüğüne yönelik müdahalenin aracı niteliğinde bir belge olduğu anlaşılmaktadır. 2634 sayılı Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, basit konaklama tesisleri hariç olmak üzere turizm sektöründe faaliyet gösteren turizm işletmelerine Bakanlıkça verilen belge olarak tanımlanan bu belgenin temin edilme koşullarına dair anılan Kanun’da herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Hâlbuki teşebbüs özgürlüğü kapsamında herhangi bir faaliyette bulunmanın sınırlarının belirlendiği durumlarda bu sınırların neler olduğunun ve hangi şartları taşıyan kişi ya da teşebbüslerin bu alanda faaliyette bulunacağının kanunla düzenlenmesi zorunludur. Anılan kanunda turizm işletmesi belgesi alabilmek için hangi nitelik ya da niteliklerin aranacağı düzenlenmemiş, bu konudaki takdir bütünüyle Bakanlığa bırakılmıştır.
 
Kuralla turizm işletmesi belgesi temin edilmesi konusundaki ölçütlere ilişkin yasal çerçeve belirlenmeksizin yürütme organına sınırları ve kapsamı belirli olmayan bir yetkinin tanınması teşebbüs özgürlüğünün kanunla sınırlanması ilkesiyle çelişmektedir (Bu yönde bkz. AYM, E.2020/30, K.2023/12, 25/1/2023, §§ 168-173).
 
Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 13. ve 48. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir. ..." gerekçesine yer verilerek, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 5. maddesinin 7. fıkrasının iptaline, iptal hükmünün kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği görülmektedir.
 
Anılan Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de  Anayasa Mahkemesi’nce bir kanunun tümünün ya da belirli hükümlerinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde, eldeki davaların Anayasa'ya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa'nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşecektir.

Bir başka anlatımla; Anayasa Mahkemesi’nin, iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi ileriye dönük olarak ertelemiş bulunması öncelikle, yasama organına aynı konuda, iptal kararının gerekçesine uygun olarak, yeni bir düzenleme için olanak tanımak ve ortada hukuki bir boşluk yaratmamak amacına yönelik olup, yargı mercilerinin bakmakta oldukları uyuşmazlıklarda hukuka ve Anayasa'ya aykırı bulunarak iptal edilmiş kuralları uygulaması ve uyuşmazlıkları bu kurallara göre çözümlemesi sonucunu doğurmayacağı açıktır.
 
Bu itibarla, Resmi Gazete'de yayımlanarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırılan Anayasa Mahkemesi kararının bakılan davada uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
 
Bu durumda; dava konusu işlemin dayanağı olan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 5. maddesinin 7. fıkrasının Anayasa Mahkemesi’nin 17/10/2024 tarih ve E:2021/100, K:2024/174 sayılı kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle, yasal dayanağı kalmayan dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
 
Öte yandan, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu saptanmasına rağmen uygulamasının sürdürülmesinin, tüm eylem ve işlemleri hukuka uygunluk karinesine dayanan hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacağı, hukuka aykırılığı saptanan dava konusu işlemin uygulanmasına devam edilmesi halinde davacı şirketin işyeri açma ve çalışma ruhsatının iptal edileceği, bu durumun telafisi güç zararlar doğuracağı dikkate alındığında olayda yürütmenin durdurulması şartlarının gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
 
Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, tebligatın tamamlanmasına, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren 7 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz yolu açık olmak üzere, 12/06/2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

Bunun emsal bir karar olduğunu kaydeden Saral, mühürlenen tüm otellerin aynı yolu takip etmesini önerdi. 


 

{ "vars": { "account": "G-G5X01GEY79" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }