Turizm Ekonomisi - Antalya
Bentour Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Uğur, Alman Turizm Endüstrisi Birliği Başkanı Sören Hartmann, RTK’nın CEO’su Thomas Bösl, Schmetterling CEO’su Ömer Karaca ve DRV Yönetim Kurulu Üyesi ve Reisebüro Sancarbarlaz’ın sahibi Önder Sancarbarlaz, Antalya Turizm Fuarı’nda Almanya turizm pazarının son durumunu ve 2026 beklentilerini paylaştı.
Alman Turizm Endüstrisi Birliği Başkanı Sören Hartmann, moderatörlüğünü yaptığı panel öncesinde Türkiye ile Almanya arasındaki turizm, ekonomi ve kültürel ilişkilere dair değerlendirmelerde bulundu.
Kariyerinin önemli bir bölümünü Türkiye turizminin oluşturduğunu belirten Sören Hartmann, iki ülke arasındaki turizm, ekonomi ve kültürel ilişkilerde büyük başarı elde edildiğini kaydetti.
Türkiye'ye 6 milyon Alman turist aldı
2024’te Türkiye’nin GSYİH’sının yüzde 12’sinin turizmden geldiğini belirten Hartmann, “Türkiye, öyle veya böyle turizme bağımlı bir ülke. Geçen yıl Almanya’dan Türkiye’ye 6 milyon misafir geldi. Dünyanın en fazla turist alan şehirlerinden İstanbul da Almanya’dan 2 milyon turist ağırladı. Antalya’ya baktığımızda, turizmin kenti nereden nereye getirdiğini anlarız.” dedi.
Turizmin esas başarısının turist sayılarından çok iki halk arasındaki ilişkileri geliştirmesi olduğunu vurgulayan Hartmann, “Artık hedef milli olmak değil, global olmak. Her şeyin başarılı şekilde yürümesi için öncelikle iki halk arasında anlayışın gelişmesi gerekir ve turizm de tam olarak bunu sağlıyor.” diye konuştu.
"Türkiye hala iyi bir fiyat-kalite destinasyonu"
Türk işçilerin Almanya’yı inşa ettiğini, Türkiye’nin Almanlar için vazgeçilmez bir tatil destinasyonu olduğunu vurgulayan Sören Hartmann, “Türkiye şu anda bizim için bir turizm ülkesi. Bizim için kaliteli ve güvenilir bir iş ortağı. Alman turistler burada güvenli ve kaliteli tatil yapabildikleri için ikili ilişkiler gelişiyor. Almanya’da bizim dişçilerimiz, araba tamircilerimiz... hepsi Türkiye’den gelenler. İşte bunu turizm sağladı.” şeklinde konuştu.
Bu sene Almanya–Türkiye turizminin biraz sisli olduğunu belirten Hartmann, “Bunun son birkaç yılla alakalı olduğunu görüyoruz. Bu da Türkiye’deki maliyetlerin artmasından kaynaklandı. Türkiye turizminin pozitif tarafı, hâlâ iyi bir fiyat–kalite destinasyonu olması. Türkiye turizminde kalite sürekli artıyor. Tunus gibi rakiplere göre Türkiye’deki kalite gelişimi çok belirgin. Artık insanlar sadece 5 ve 4 yıldızlı otelleri değil, kalite arttıkça daha alt segment otelleri de tercih ediyor. Aynı şeyi Almanya’da da yaşıyoruz. Almanya’da da halkın alım gücü düştü ve benzer değişimler yaşandı.” dedi.
Kadir Uğur: Müşterinin bütçesine uyum sağlamak zorundayız
Bentour Reisen Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Uğur TUI ile kurdukları ortaklık, İskandinav pazarı hedefleri ve Türkiye turizmine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Uğur şu noktaların altını çizdi:
“Bir atasözü vardır: ‘Bir elin nesi var, iki elin sesi var.’ TUI ile çalışmak bu konuda bizim için çok verimli oldu. İskandinav ülkeleriyle iş birliği yapan bir firmayla ortaklık kurmak bizim için değerli. Biz ‘Nazar’ markasını istediğimiz çizgiye getirmek için çok çalıştık. İskandinav ülkelerinden 200 bin turist geliyor; hedefimiz 1 milyon turiste ulaşmak.
2024’ten 2025’e Türkiye’de otel fiyatları yüzde 40 arttı. Euro bazında fiyat artışı yüzde 70’e ulaştı. Bu nedenle misafir sayısı yüzde 30 azaldı. Türkiye yüzde 30 kaybetti ama maliyet yüzde 70 artmasına rağmen oteller yüzde 3 bile kazanmadı.
Müşteriyi kaybetmemek için herkes çalışmak zorunda. İnsanlar ‘Türkiye pahalılaştı’ diye düşünmeye başladı. İmaj kaybetmemeliyiz. Müşterinin bütçesine uyum sağlamak zorundayız.
Müşterinin heyecanını anlayıp buraya getirmek için uğraşıyoruz, ama oteller de buna destek olmalı. Enflasyona karşı her zaman mücadele ettik. Ben Türkiye’nin turizm vizyonuyla ilgilenen biriyim. Sayılar düşse de mücadeleye devam etmeli ve Türkiye’nin istikrarını korumalıyız.
Mısır, Yunanistan gibi çok sayıda rakip var. Müşteri için fiyat ve kalite çok önemli. Türkiye krizlere alışkın bir ülke; bu durumu da atlatacağız. 2026’nın iyi bir yıl olacağını düşünüyorum.”
"Sancarbarlaz: Hedefimiz 10 milyon"
Panelin katılımcılarından Önder Sancarbarlaz ise “35 yıldır Türk ve Alman turizmine hizmet ediyorum. Türkiye ve Alman turizm sektör örgütleri birlikte çalışıyor ve düzenli iletişim halindeyiz. Bu yıl Almanya pazarında 7 milyona ulaşmayı planlıyoruz ama hedefimiz bu sayıyı 10 milyona çıkarmak.” dedi.
Bösl: Farklı modellere gitmeyi tartışıyoruz
RTK’nın CEO’su Thomas Bösl, turizmin stabil ve sürekli gelir getiren bir sektör olduğunu, 50 yıllık geçmişe sahip RTK’nın bu kadar uzun süre ayakta kalmasının nedeninin de bu olduğunu söyledi.
Bösl, “Biz satışa odaklanmış durumdayız. Almanya güçlü bir uluslararası pazar. Benelüks ve Hollanda da bizim için önemli pazarlar. Romanya da yeni dahil olduğumuz ülkeler arasında. Daha önce Fransa pazarına da girmiştik.” dedi.
Nesiller değiştikçe sektörün de değişeceğini, yeni satış ve online yöntemlerin gelişeceğini ifade eden Bösl, sözlerine şöyle devam etti:
“Bizim için Türkiye–Almanya turizmi çok önemli. Turizm bu iki ülkede birlikte büyüdü. O nedenle biz de bu pazardaki ciromuzu yükseltmek istiyoruz. Fiyatların yükseldiğinin farkındayız. ‘Turizm çökecek mi veya geri mi gidecek?’ şeklinde endişeler var. Sayılar düşse bile cirolar aynı kaldı. Şimdi yeni konseptlerle çalışıyoruz. Eski ‘her şey dahil’ ve ‘ultra her şey dahil’ sistemlerini tartışıyoruz. Acaba bunlar tüm hedef kitleler için uygun mu, yoksa yarım pansiyon veya farklı modellere mi yönelmek gerekir, bunu değerlendiriyoruz.
"Alman turist başka şeyler de istiyor"
2026’da ciddi bir gelişim olacağını öngörüyorum ve olumlu bakıyorum. Ancak Türkiye pahalandıkça imajı da zayıfladı. Bir de erken rezervasyon çok önemli. Bugün satın alan müşteri, Kasım ayında başına ne geleceğini bilmek ister. Ürüne baktığımızda, deniz–kum–güneş konseptine fazlasıyla adapte olduk. Bu ‘her şey dahil’ fikrini yeniden düşünmek gerekir. Alman turist barda 30 çeşit cin mi istiyor, yoksa başka arayışları da mı var? Bence Alman turistin başka arayışları da var. Mesela sağlık turizmi. Önümüzdeki yıllarda sağlık turizminin yükseleceğini düşünüyorum. Sadece sağlık değil, sağlıklı yaşam temalı turizm de ön plana çıkacak.
Yorucu ve uğraştırıcı bir yıl geçti. Ben Türkiye’yi hâlâ olumlu ve geleceği olan bir pazar olarak görüyorum. Önümüzde yorucu ve çaba gerektiren bir yıl var ama Türkiye’nin kalitesinden eminim. Türkiye bu işi sürdürecektir.”
Ömer Karaca: Dijitalleşmeden kaçış yok
Schmetterling CEO’su Ömer Karaca ise dijitalleşmenin sektördeki önemine ve Türkiye’nin durumuna değindi.
Karaca, “Sistemlerin ve yazılımların düşünme biçimlerinin değiştirilmesi gerekiyor. Şimdi bütün hedefimiz dijital dünyamızı dönüştürmek ve bu şekilde daha verimli çalışmak. Elbette tek işimiz bu değil; asıl hedefimiz misafirlerimize daha iyi hizmet sunmak. Misafirlerin düşüncelerinin değişimine göre sistemleri ve süreçleri uyarlamak, bunları kendi altyapımıza entegre etmek... Tüm hedefimiz bu.” dedi.
Şu anda en önemli konunun verimlilik olduğunu belirten Karaca şöyle devam etti:
“Fiyatlar çok hızlı değişiyor. Artık iş tamamen dijitalleşmeden geçiyor. Bu bir sır değil. Tur operatörleri de seyahat acenteleri de dijitalleşmeye uyum sağlamak zorunda. Biz akıllı yöntemleri yapay zekâyla geliştirip diğer sektörlerle de entegre etmeliyiz. Yapay zekânın insan beyninin gelişimine uyum sağlaması gerekiyor.
Fiyatlar abartılı şekilde artarsa gelecek yıl işler daha gergin olabilir. Fiyatların bu seviyelerde kalmasını umuyorum.
Almanya’da reklamları artırmalıyız. Alman tüketici erken rezervasyona önem veriyor. Bu nedenle onlara ne kadar bilgi verirsek, erken rezervasyonda o kadar başarılı oluruz. İnsanları erken rezervasyona yönlendirmenin yollarını bulmalı, müşteriye üç–beş ay önceden sabit fiyat sunabilmeliyiz.”