Kasım ayında yapılması planlanan TÜRSAB genel kurulu öncesi adaylar peş peşe saha açıklıyor. Aylin Özsavaş’ı ortak aday olarak belirleyen muhalefet, Nezih Hacıalioğlu’nun adaylığını açıklamasıyla ilk kaybını vermişti. Şimdi ikinci bir kaybın daha yaşanabileceğine dair açıklama geldi. Geçtiğimiz dönem başkanlığa aday olan ancak kazanamayan Ali Bilir, yaptığı bir açıklamayla yenide aday olabileceğininin sinyalini verdi.
“Görevden kaçmam”
TÜRSAB’ın şahsi ikballer uğruna yıllarca içinin boşaltıldığını ve itibarsızlaştırıldığını ileri süren Ali Bilir “Buradan açıkça ifade etmek isterim: Bugün herhangi bir makama, koltuğa ya da unvana aday değilim. Ancak meslektaşlarımız, sektörün ihtiyaç duyduğuna inanırsa; her zaman, her şartta bu sorumluluğu üstlenmeye hazırım. Göreve davet edildiğimde asla geri durmam, edilmediğimde ise durmam gereken yeri bilirim. Çünkü bu meslekte esas olan temsil makamları değil, sorumluluk bilincidir.” ifadelerini kullandı.
Seyahat acentelerinin haklarını koruyabilmek, sektöre yön vermek ve kamu yönetimiyle masaya oturabilmek için TÜRSAB’daki sürecin bir parçası olunması gerektiğini kaydeden Bilir “Liyakatli ve vizyoner kadrolarla yönetime talip olmalıyız.” dedi.
“Bağlıkaya 20 yıldır yönetimde, 8 yıldır başkan”
Firuz Bağlıkaya’nın yaklaşık 20 yıldır TÜRSAB’ın yönetim kademelerinde bulunduğunu, son 8 yıldır da başkanlık koltuğuda oturduğunu kaydeden Ali Bilir, “Ancak sektör açıkça şunu görmüştür: Bu yönetim anlayışı, günü kurtaran çözümlerin ötesine geçememiştir. Sektörün temel sorunları çözülmemiş, kurumun itibarı korunamamış, meslektaşlarımız destek değil, yük altında bırakılmıştır. Defalarca "aday olmayacağım" diyen bir başkanın, yeniden adaylık planları yapması, sadece sözün değil, güvenin de değersizleştiği bir tabloyu ortaya koymaktadır. Tüm sektörün deneyimlediği bu uzun süreçten sonra, hala aynı isimden bir başarı beklemek artık göz göre göre yanlışı tekrarlamak ve kör bir umuda sarılmak demektir.” diye konuştu.
Bilir, açıklamasının devamında şu noktaların altını çizdi:
BTK’lar seçim ofisi değil, bölge kalkınmasının merkezidir!
BTK yöneticilerine de samimi bir çağrım var: sizler genel merkezin seçim ofisi değil, bölgenizdeki turizmin gelişimi ve acentaların haklarının savunucusu olmakla yükümlüsünüz. Elbette işini hakkıyla yapanları tenzih ederim. Ancak seçimi önceleyen, koltuk kaygısıyla hareket eden bir yapı, bölgeye de, ülke turizmine de zarar verir.
Bu seçim sistemi sürdürülebilir değildir!
TÜRSAB seçim sistemi artık değişmelidir. BTK ve Genel Merkez seçimleri aynı gün, bölgelerde, üyelerin rahatça oy kullanabileceği şekilde yapılmalıdır. İstanbul’a üye taşıma devri kapanmalıdır.
Sandık başına gitmek bir haktır ama adil bir seçim sistemi bu hakkın anlam kazanmasını sağlar. Seçimlere katılımın düşük olmasının sebebi, yöneticilerden umudu kesen üyeler ve sistemin adaletsizliğidir.
TÜRSAB üyeye yük değil, güç vermelidir!
Aidatlar, belge bedelleri, mali yükümlülükler… Bugün üyeler bu kurumdan güç almak yerine yük almakta. TÜRSAB; kredi veren, destek sunan, belgeyi teminat gibi değerlendiren bir yapıya dönüşmelidir. Kurumun mali ve yapısal gücü, üyeye hizmet üretmek için seferber edilmelidir.