Emin Çakmak, Aydın Yaylacıklar, Tamer Çiçek gibi daha önce aday olmuş isimlerle, Ali Bilir, Hasan Erdem, Nezih Hacıalioğlu, Aylin Özsavaş gibi daha önce Bağlıkaya cephesinde veya yönetimindede yer alan isimlerin bir araya gelerek kurduğu “Birleşik TÜRSAB” hareketi kuruluşunu ilan etti. Basın sözcülüğünü Emin Çakmak’ın yaptığı platformda Nebil Çelebi, HURSAD üyeleri, Hüseyin Kırk, Cem Polatoğlu gibi isimler de göze çarptı. Platformun ilk toplantısında hem mevcut yönetime dönük eleştiriler sıralandı hem de platformun manifestosunu paylaşıldı.

“Beklentilerimizi karşılamayan bir yönetim var”

TÜRSAB’ın hem acenteler hem de Bakanlık nezdinde saygınlığını yitirdiğini söyleyen Emin Çakmak, “Biz de daha önce aday olmuş ve aday olma niyeti olanlarla beş ay önce bir araya geldik ve birliğin gidişatını ve konumunu değerlendirdik. Bu şekilde artık bir yere varamayacağına kararını verdik. Görünen köy kılavuz istemez. Beklentilerimizi karşılayaman bir yönetim var.” diye konuştu.

“El ele vererek seçimin galibi olacağız”

TÜRSAB’ın 15 bin 551 sahibi olduğunu belirten Emin Çakmak “Birlik üyelerinin TÜRSAB’a sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Belirlenmiş bir başkan adayı yok, aday adaylarımız var. Platformumuza başvuru yaptılar. Aday olmak isteyenler varsa, gelecek bir aylık süre içinde platformumuza, basın sözcüsü olarak tarafıma, müracaat etmeleri gerekiyor. Yönetim karşısında iki üç liste olsun istetmiyoruz Arzuladığımız şey yönetimin bir listesi olsun, karşısında da, 81 ilimizden katılacak temsilcilerimizle bir ön seçim yaparak belirlediğimiz diğer liste olsun. El ele vererek bu seçimin galibi olacağız. Bu kaçınılmaz bir gerçek. Tüm meslektaşlarımızın her taraftan hezeyanlarını duyuyoruz. Sahipsiz kaldıklarını ve bir sahiplerinin olmadığını acı bir gerçekle öğreniyoruz.” diye konuştu.  

“Seyahat acenteleri ‘imdat, kurtarın!’ diyor”

“Değişim sloganlarıyla geldiler ama değişen bir şey olmadı.” diyen Emin Çakmak, “Başaran Ulusoy dönemindeki tek adamlık bunlarla devam ediyor. Bunlara bir daha şans tanırsanız bu birliğin sonu ve sektörün yıkımı olur. Çünkü turizmde lokomotif seyahat acenteleridir. Bu amaçla toplanan Birleşik TÜRSAB kısa sürede binin üzerinde katılımcıya ve 100’den fazla temsilciye ulaştı. Seyahat acenteleri artık ‘Kurtarın, imdat!’ diyor.” ifadelerini kullandı.  

Emin Çakmak konuşmasını “Seçimden sonra üstatların katılımı ile bir yüksek istişare kurulu kuracağız ve yapılan/yapımlayan şeylerin takibini yapacağız. Aday adayı olan arkadaşların tamamı, ıslak imzaları ile bunu taahhüt etti. Çünkü biz artık yeni bir tek adam dönemi değil, katılımcı bir yönetim istiyoruz.” diyerek sonlandırdı.

Ali Bilir: Mali genel kurul kararı doğru ama zamanlaması yanlış

Bir soruya yanıt veren Ali Bilir ise mali genel kurulun gerekli olduğunu ancak zamanı açısından tartışmalı odluğunu belirtti. Bilir “Bunun gerekli olduğu düşüncesindeyim. Fakat bu bizim Kasım ayında yapılacak olağan genel kurulumuza beş ay kala yapılmamalıydı. Burada birincisi zamanlama hatası var. İkincisi sektörün en yoğun olduğu dönem bu dönem. Hac işi yapan 1000 civarı seyahat acentesi Suudi Arabistan’da olacak. Kurban bayramı arefesi olduğu için birçok meslektaşımız katılamayacak. Genel kurul ilk defa hafta içine denk getirildi. Bu mevcut TÜRSAB yönetiminin yangından mal kaçırma mantığıyla yaptığı bir genel kuruldur.” ifadelerini kullandı.

Emin Cakmak

Birleşik TÜRSAB’ın açıkladığı manifestonun altı çizilen noktaları şöyle:

"Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), 50 yılı aşkın tarihiyle sektörümüzün en köklü yapısı; seyahat acentalarının ortak aklı, ortak sesi ve ortak çatısıdır.

Ancak ne yazık ki bugün, bu büyük kurum vizyonsuz bir yönetim anlayışının eliyle tarihsel misyonundan uzaklaştırılmış; dar bir çevrenin etkisiz ve içe kapanık vitrini haline gelmiştir.
Bugün TÜRSAB'ın başında bulunan anlayış, 23 yıldır bu yapının içindedir. Son 8 yıldır ise başkanlık görevini yürütmektedir. Defalarca "Bu son dönemim," demesine rağmen geri çekilmemiştir. Bugün yaptığı çalışmalar, yeniden aday olduğunu açıkça göstermektedir. Ancak hep birlikte gördük ki; 23 yılda yapılamayanlar, 8 yılda hayata geçirilemeyenler bundan sonra da gerçekleşmeyecektir. Aynı yöntemlerle farklı sonuçlar beklemenin artık bir hayal olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçektir

TÜRSAB, yıllardır aynı çevrelerce yönetilen; sorunları halının altına süpüren, eleştiriye kapalı, üyeye mesafeli bir anlayışın kıskacındadır.

Umutsuzluk, ilgisizlik ve dağınıklık... Bugün birçok meslektaşımızın bu kuruma dair hiçbir beklentisinin kalmamış olması tesadüf değildir.

Oysa TÜRSAB; turizmin mutfağında, sahasında, dağında, taşında çalışan binlerce acentanın alın teridir. Otobüs koltuğundan havalimanı kontuarına, çağrı merkezinden yurtdışı operasyonlarına kadar bu meslek nefes alıyorsa, bu birlik yaşamaya devam etmelidir. Ve bu yaşam, yeni bir nefese, yeni bir zihniyete muhtaçtır. İşte bu nedenle; bizler, sahadan gelen, mesleğini aktif olarak sürdüren, TÜRSAB'ı bir temsil alanı değil bir meslek örgütü olarak gören profesyoneller olarak, Birleşik TÜRSAB Platformu çatısı altında güç birliği yapıyoruz.

Bu bir seçim değil, bir yol ayrımıdır.

TÜRSAB ya eski alışkanlıklarla tükenmeye devam edecek ya da birlikte yeniden inşa edilecek. Bugün artık değişim yeterli değildir. Bu kurumun kökten bir dönüşüme ihtiyacı vardır.
Bizim vizyonumuz, tek adam yönetiminden kurtulmuş, üyeye hesap veren, katılımcı ve şeffaf bir TÜRSAB'dır. Bizim yönetim anlayışımız, yukarıdan aşağıya değil, tabandan tavana yürüyen bir akıl birliğidir. Bizim hedefimiz; yetkinin merkezde değil, sahada, bölgede, ihtisas komitelerinde ve temsilciliklerde güçlenmesidir.

Birleşik TÜRSAB olarak söz vermiyoruz; Taahhüt ediyoruz:

TÜRSAB'ın teşkilat yapısı, merkezden bölgeye yetki devriyle yeniden yapılandırılacak.
Mali kaynaklar, sadece belli çevrelerin değil tüm acentaların yararına, şeffaf ve denetlenebilir biçimde kullanılacak.

Eğitim ve mesleki gelişim, TÜRSAB'ın asli görevi olacak.

Dijitalleşme, acentanın işine yarayan, günlük hayatını kolaylaştıran somut projelere dönüşecek.
Devletle ilişkiler, kavga değil çözüm temelli, eşit ve saygın bir iş birliği çerçevesinde yürütülecek.
Tanıtım faaliyetleri, şov değil stratejik sonuçlar doğuracak biçimde, üyelerin katkısıyla ve faydasına planlanacak.

Schmetterling Alman turizm devlerini Bodrum’a getirdi Schmetterling Alman turizm devlerini Bodrum’a getirdi

TÜRSAB, kendi içine kapanan değil; ülke turizmine yön veren, tüm paydaşlarla güçlü ilişkiler kuran bir sektör öncüsü olacaktır.

Endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuz; mevcut yönetimin 27 Mayıs tarihinde; yani Olağan Genel Kurula yalnızca beş ay kalmışken, üstelik turizm sezonunun tam ortasında, üyelerin katılımının en düşük olacağı bir dönemde alelacele yaptığı Olağanüstü Genel Kurul çağrısıyla bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Bu, yangından mal kaçırır gibi yürütülen, tartışmadan ve ortak akıldan uzak bir süreçtir. Bu sadece TÜRSAB'in geçmişten gelen birikimlerini yok etme değil; geleceğine de ipotek altına alma girişimidir.

Görev süresinin bitimine aylar kalmış, "Bir daha aday olmayacağım," diyen bir yönetim, neden böylesine kapsamlı ve sınırsız yetkiler talep eder?

Bu sorunun cevabı, her sağduyulu üye için ortadadır.

Bu nedenle inanıyoruz ki; aklın, vicdanın ve sorumluluk bilincinin sesi, bu dayatmaya izin vermeyecektir.

Bu anlayışa sessiz kalırsak; sadece bu kurumu değil, mesleğimizin onurunu ve geleceğini de yitiririz.

Artık yeter deme zamanı geldi ve geçti bile:

Bu kurum kimsenin kişisel vitrini değil, binlerce acentanın ortak evidir.
Bu evin sahibi de yöneticisi de tüm TÜRSAB üyeleridir. TÜRSAB'ı yeniden ayağa kaldıracak olan ne bir kişi ne de bir zümredir."

Telegram Turizm Ekonomi