Bloomberg’e göre ruble, yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 38 değer kazanarak “dünyanın en çok kazandıran para birimi” oldu. Ancak uzmanlara göre bu yükselişin ardında temel ekonomik dinamiklerden çok kısa vadeli dengelemeler, sezonsal etkiler ve siyasi manevralar yatıyor.
Ruble karşılığı petrol dengesi bozuluyor
Buna göre Rusya Merkez Bankası’nın yüksek faiz politikası, sınırlı ithalat, kur üzerindeki kontrol mekanizmaları ve ihracat gelirlerinin yurtiçine çekilmesi gibi faktörler rubleyi yapay biçimde güçlü kılıyor.
TürkRus’un aktardığı habere göre, ancak bu durumun yan etkileri artıyor. Delavoy St. Petersburg gazetesine konuşan uzmanlar, aşırı güçlü rublenin ihracat gelirlerini erittiğini, bütçe açığını artırdığını ve üreticilerin rekabet gücünü zayıflattığını vurguluyor.
Özellikle petrol fiyatlarının varil başına 60 doların altına gerilemesiyle birlikte, “rubleboksa” (ruble karşılığı petrol) dengesi bozuluyor. Eğer bu trend devam ederse, hükümetin bütçede öngördüğü ortalama dolar kuru olan 96,5 seviyesine ulaşmak için yıl ortasında kurda kontrollü bir gevşeme gündeme gelebilir.
Yabancı sermaye dolaylı yoldan Rusya’ya geliyor
Aynı zamanda, ABD Başkanı Trump’ın başlattığı yeni gümrük savaşları ve Batı’nın yatırımcılar üzerindeki yaptırımları, yabancı sermayeyi doğrudan değil ama dolaylı yollarla Rusya’ya çekiyor. Özellikle Körfez ülkeleri ve Asya merkezli fonlar, yüksek faiz getirisi nedeniyle Rus devlet tahvillerine (OФЗ) yatırım yapıyor. Fakat bu sermaye çıkış şartlarında güvence arıyor; dolayısıyla kurdaki ani sıçramalar veya oynaklık, bu kısa vadeli yatırımları hızla tersine çevirebilir.
Uzmanlar şu an dolar kurunda 82 rubleye kadar gerileme yaşanırken, yıl ortasında 95–100 ruble bandına, yıl sonunda ise 100–105 seviyesine bir dönüş bekliyor.
Bu durumun enflasyonla mücadelede Merkez Bankası’nı zora sokacağı, ancak bütçe gelirlerini dengede tutmak için kaçınılmaz olduğu düşünülüyor. Ruble, ekonomik temellere değil, siyasal karar setlerine bağlı bir dalgalanma sürecine girmiş durumda.
Rusların yaşam maliyeti arttı
Öte yandan Levada Center'ın gerçekleştirdiği araştırmaya göre, Rus halkının “normal bir yaşam” için gerekli gördüğü aylık gelir son bir yılda %22 artarak kişi başı 69 bin 500 rubleye (yaklaşık 847 dolar veya 27 bin 125 TL) ulaştı.
Bu tutar, resmi verilere göre 2024’te kişi başına düşen ortalama gelirin (63 bin 100 ruble — yaklaşık 770 dolar veya 24 bin 620 TL) biraz üzerinde olsa da, ülkedeki gelir dağılımı eşitsizliği nedeniyle bu seviyeye yalnızca nüfusun üçte biri ulaşabiliyor. Rusların yaklaşık üçte ikisi, bu "normal yaşam" eşiğinin altında bir gelirle geçiniyor.
Araştırmada dikkat çeken bir diğer nokta ise halkın algısındaki yoksulluk sınırı ile resmi veriler arasındaki fark oldu.
Rusya İstatistik Kurumu’na göre 2024 yılında yoksulluk sınırı 15 bin 552 ruble (yaklaşık 190 dolar veya 6 bin 70 TL) iken, halk bu sınırı 20 bin 900 ruble (yaklaşık 255 dolar veya 8 bin 165 TL) olarak görüyor, yani %34 daha yüksek. Resmi istatistiklere göre halkın %7,2’si yoksulluk sınırının altında yaşarken, halkın kendi değerlendirmesi bu oranı %15’e kadar çıkarıyor.
Ayrıca vatandaşlar, asgari geçim için gerekli tutarı da resmi tutarın yaklaşık iki katı olan 37 bin 800 ruble (yaklaşık 461 dolar veya 14 bin 775 TL) olarak belirtiyor.
Levada uzmanları, halkın gelir durumuna göre kendisini nasıl konumlandırdığını da analiz etti:
Araştırmaya göre halkın %33’ü kendini “yoksul”, %38’i “yoksulluk ile geçim sınırı arasında”, %21’i ise “geçim sınırı ile normal yaşam” arasında görüyor.
Sadece %9’u “normal” bir yaşam sürdüğünü belirtirken, kendini “zengin” hissedenlerin oranı %1’in altında.
Katılımcılara göre zenginlik sınırı, kişi başı aylık 262 bin ruble (yaklaşık 3 bin 195 dolar veya 102 bin 170 TL).
Tüm bunlara rağmen, genel yaşam beklentilerinde iyimser bir eğilim göze çarpıyor: Gelirinden memnun olduğunu belirtenlerin oranı %34’e yükselmiş durumda; yalnızca %5’i “hayatta kalma mücadelesi” verdiğini ifade ediyor.