Dünya kruvaziyer turizmi hızla büyüyor. Yolcu sayısının bu yıl 33,7 milyona ulaşması bekleniyor. Ancak Covid-19 pandemisi sonrası yeniden ivme kazanan bu büyüme, ciddi çevresel etkilerle birlikte geliyor.
Atık sular ve deniz kirliliği
ABD Çevre Koruma Ajansı’na göre 3.000 yolculu bir kruvaziyer gemisi haftada 176 bin galon atık su üretiyor. Bu, sektör genelinde yılda 1 milyar galondan fazla atık suya – 1.515 olimpik havuza eşdeğer – karşılık geliyor.
Modern gemilerde atık suyu denize bırakmadan önce arıtma sistemleri bulunsa da ağır metaller, besin maddeleri ve biyolojik olarak parçalanmayan organik kimyasallar gibi kirleticiler arıtma sonrası bile suya karışabiliyor. Friends of the Earth’ün raporuna göre büyük kruvaziyer şirketlerinin hiçbiri gelişmiş arıtma sistemlerinin performansını kamuya açıklamıyor.
Earth.org’da yer alan habere göre deniz ortamı, gemilerden kaynaklanan siyah su (tuvalet atıkları) ve gri su (lavabo, duş, çamaşır, mutfak atıkları) kirliliğine karşı hassas. Bu atıklar, oksijen seviyesini düşüren zararlı alg patlamalarına, planktonların fotosentez ve metabolizma süreçlerinin bozulmasına ve deniz yaşamının büyümesinin engellenmesine yol açabiliyor. Balast ve sintine suları da toksik bileşikler ve petrol türevleriyle ekosistemleri tehdit ediyor.
Hava kirliliği ve emisyonlar
Transport & Environment verilerine göre 2022’de Avrupa limanlarında faaliyet gösteren 214 kruvaziyer gemisi, 509 ton kükürt oksit, 19.125 ton azot oksit ve 448 ton PM2.5 salımı gerçekleştirdi. Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün 2020’de gemi yakıtlarında kükürt oranına getirdiği küresel sınır, emisyonları azaltmayı hedeflese de kruvaziyer gemileri hâlâ Avrupa’daki tüm otomobillerden daha fazla kükürt salıyor.
Sektör, dizel yerine sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) kullanımına yöneliyor. Ancak LNG, karbon dioksit ve kükürt salımını azaltsa da yüksek oranda metan içeriyor. Metan, 20 yıllık süreçte karbondioksitten 80 kat daha güçlü bir sera gazı etkisi yaratıyor. Uzmanlar, sektörün yeşil hidrojen gibi gerçek anlamda temiz yakıtlara yönelmesi gerektiğini vurguluyor.
Gürültü ve katı atık sorunu
Kruvaziyer gemilerinin yarattığı su altı gürültüsü, deniz memelileri başta olmak üzere birçok canlı türünün yön bulma, iletişim ve beslenme davranışlarını olumsuz etkiliyor. Gürültü kirliliği, özellikle hassas türlerin yaşadığı koruma alanlarında ekolojik dengeyi bozuyor.
Bunun yanı sıra, bir haftalık kruvaziyer seyahatinde yaklaşık 50 ton katı atık oluşuyor. Dünya deniz taşımacılığından kaynaklanan katı atıkların %24’ü kruvaziyer gemilerinden geliyor. Plastik atıklar, deniz canlıları için uzun vadeli zehirlenme ve ölüm riskleri taşıyor.
Sektörde “yeşil” tartışmalar
Friends of the Earth’ün hava kirliliği değerlendirmesinde Disney Cruise Lines C+, Royal Caribbean D-, Cunard Cruise Line ise F aldı. Sadece Norveçli Hurtigruten’in keşif gemisi A notuna ulaşabildi.
Geçen yıl Hollanda Reklam Kurulu, MSC Cruises’ın LNG’yi “sürdürülebilir yakıt” olarak tanıtan ve 2050 net sıfır hedefinde ilerlediklerini iddia eden reklamlarını “yanıltıcı” buldu. Çevre örgütleri, sektörün yeşil imaj kampanyalarına milyarlar harcarken çevre düzenlemelerine karşı lobi faaliyetleri yürüttüğünü belirtiyor.