Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Armada Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Kasım Zoto, konaklama sektöründeki son durumu Turizm Ekonomi yayın yönetmeni Savaş Daş’a değerlendirdi.
“Her türlü probleme karşı tedbirli olmak gerekiyor”
2024’ün kötü bir sene olmadığını, bir anlamda şükrettikleri bir yıl olduğunu belirten tecrübeli turizmci “Çünkü bu bölgede her zaman daha kötüsü olabilir. Bu bölgede turizmcilik yapıyorsan her şeye açık olman, her türlü probleme karşı da tedbirli olman ve sistemini de ona göre kurman lazım.” dedi.
“İptal yok ama gelen rezervasyon da yok”
Umutla başladıkları 2025 yılının ise Kartalkaya’daki yangın felaketi, İstanbul’da yaşanan siyasi olaylar (İBB’ye dönük operasyon ve başta Başkan Ekrem İmamoğlu olmak üzere, çok sayıda belediye başkanı ve yöneticisinin gözaltına alınması ve devamında yapılan protestolar-TE) ve deprem turizmi etkiledi. Artık turizm eskisi gibi değil. Şimdi herkes ‘İptal var mı?’ diye soruyor. İptal yok ama gelen rezervasyon da yok. Eskiden otelin 6 aylık durumunu görür, hangi ayların dolu hangi ayların zayıf olduğunu görürdük. Şimdi rezervasyonlar son günde geliyor.” ifadelerini kullandı.
“İstanbul artık her şeyiyle pahalı bir destinasyon”
Artık İstanbul’un da eskisi gibi bütçeli bir destinasyon olmadığının altını çizen Kasım Zoto “Eskiden insanlar, bilhassa batılı ülkelerde yaşayanlar, kendi ülkelerinden daha ucuz olduğu için İstanbul’a geliyordu. Ama artık İstanbul ucuz değil, her şeyiyle pahalı bir destinasyon. Şu anda Türkiye rakip olduğumuz Yunanistan, Tunus, Mısır, Cezayir ve Fas gibi ülkelerden daha pahalı. Bu da turizmi, özellikle uzun vadede, daha çok ve daha kötü etkileyecek.” ifadelerini kullandı.
“Bazı aylar otelin cirosu personel maaşına yetmiyor”
Turizm sektörünü zorlayan maliyet artışları ve artan yatak arzına da dikkat çeken Kasım Zoto “Bir mahallede bir eczane varsa kolay kolay ikinciyi kuramazsınız ama istediğiniz zaman otel açabilirsiniz. Bu durum gereğinden fazla yatak arzı yaratılması ve fiyatların, yükselmek bir yana, düşmesine neden oluyor. Döviz artmadığından dolayı maliyetler, bilhassa işçilik maliyetleri çok yüksek. Öte taraftan işçiler de haklı, biz de bire bir yaşıyoruz. İnsanların nasıl ve ne kadara yaşadığının da farkındayız. Bununla birlikte, özellikle Ocak-Şubat-Mart aylarında, bir aylık cironun personel maaşlarına yetmediğini görüyoruz. Bu da, herhangi bir duraksamanın sektörü mahvedeceğini gösteriyor.” diye konuştu.