İspanya, Fransa’nın ardından dünyada en çok turist çeken ikinci ülke konumunu korurken, 2025 yılı sonuna kadar 100 milyon yabancı ziyaretçiyi ağırlaması beklenen rekor bir turizm dalgası yaşıyor. Turizm sektörünün ülke ekonomisine katkısı GSYİH’nın yüzde 13’ünü aşarken, özellikle Akdeniz ve Atlantik kıyısındaki yerel halk için bu büyüme ciddi sorunları da beraberinde getiriyor. Otel ve kiralık konut fiyatlarının hızla artması ve kitlesel turizmin neden olduğu konut sıkıntısı, İspanyolların kendi kıyı şehirlerine erişimini giderek zorlaştırıyor.
Kıyı bölgelerinde aşırı yoğunluk ve fiyat artışları
İspanyol veri analiz şirketi inAtlas’a göre, ülkenin en popüler 25 kıyı destinasyonunda geçtiğimiz yıl 800 bin yerli turist kaybı yaşanırken, yabancı ziyaretçi sayısı yaklaşık 2 milyon arttı. Yabancı turistler ortalama sekiz gece konaklarken, yerli turistler sadece yarısı kadar süre kalabiliyor ve dörtte bir oranında harcama yapabiliyor. Benzer bir eğilim büyük şehirlerde de görülüyor: 2024’te İspanyol vatandaşlarının yaptığı seyahatlerde yaklaşık 400 binlik bir düşüş yaşanırken, yabancı ziyaretçi sayısı 3 milyon arttı.
Turizm patlamasının yarattığı ekonomik baskılar otel ve kira fiyatlarına da yansıdı. Turizm verileri şirketi Mabrian’a göre, otel fiyatları son üç yılda yüzde 23 artarak gecelik ortalama 136 avroya (159 dolar) ulaştı. Kıyı bölgelerindeki sezonluk kiralık konut fiyatları ise Tecnitasa'ya göre 2023 ortasından bu yana yüzde 20,3 arttı. Tecnitasa Başkanı José María Basáñez, birçok mülkün yılın ilk çeyreğinde tüm yaz dönemi için rezerve edildiğini ve İspanyolların kıyı bölgelerinde tatil yapmasının her geçen yıl daha da zorlaştığını vurguluyor. Bu nedenle oteller, yabancı turist akınına rağmen iç pazardaki düşüşü dikkate alarak yaz sezonu satış beklentilerini temkinli bir şekilde güncelliyor.
Yerli tatilcilerde artan memnuniyetsizlik
48 milyon nüfusa sahip olan İspanya, her yıl neredeyse nüfusunun iki katı kadar turist ağırlıyor. Ancak kısa dönemli turistik kiralamaların artmasıyla birlikte yerli halk arasında artan konut sıkıntısı ve kıyı bölgelerinden dışlanmışlık hissi dikkat çekiyor. Özellikle Birleşik Krallık ve Almanya gibi ülkelerden gelen yüksek harcama kapasiteli turistlerle rekabet edemeyen birçok İspanyol, geleneksel yaz tatillerinden mahrum kalıyor. Ailecek deniz tatili yapmak, İspanyol kültüründe köklü bir gelenekken, bu artık birçok kişi için ulaşılamaz hale geliyor.
Turizmde iç bölgelere kayış
Kıyı bölgelerindeki yoğunluğu azaltmak ve ülke genelinde turizmi çeşitlendirmek amacıyla İspanyol hükümeti, iç bölgelere yönelik turizm kampanyalarına hız verdi. Turizm Bakanı Jordi Hereu, Haziran ayında başlatılan bir tanıtım kampanyasında “destinasyonlarımızı merkezden uzaklaştırmamız gerektiğini” vurgulayarak İspanya’nın küresel turizmdeki liderliğini korumak için daha az bilinen bölgelerin öne çıkarılması gerektiğini belirtti.
Bu yaklaşım, aslında yerli turistler arasında başlamış olan eğilimi destekliyor. inAtlas verilerine göre, geçtiğimiz yıl 1,7 milyon daha fazla İspanyol tatilci iç bölgelere yöneldi. Endülüs ve Castilla y León gibi daha ekonomik ve sakin bölgeler ön plana çıktı. Örneğin, Cadiz kıyılarına yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki dağ kasabası El Bosque’de yerli turist sayısı yüzde 22 arttı. Katalonya ya da Balear Adaları gibi popüler kıyı destinasyonlarından uzaklaşan İspanyollar, bütçe dostu alternatifler için otel yerine Airbnb tarzı kiralamaları tercih ediyor.
İspanya’nın turizm geleceğinde denge arayışı
Madrid’deki Esade İşletme Okulu’ndan Prof. Juan Pedro Aznar’a göre, bu durum “yer değiştirme etkisinin” bir sonucu; yani yerli turistlerin, Avrupalı rakiplerine kıyasla daha düşük harcama gücü nedeniyle geleneksel bölgelerden uzaklaşması. Turizm sektörü ülke ekonomisi için vazgeçilmez olsa da, vatandaşların dışlanmış hissetmesi önemli bir sosyal sorun olarak öne çıkıyor.
İç turizmi teşvik eden politikalar, bu dengesizlikleri azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak İspanya’nın önündeki asıl zorluk, ekonomik getiriyi korurken sosyal adaleti sağlayacak, yerel halkın da kıyılara ve kültürel miraslarına erişimini sürdürebileceği sürdürülebilir bir turizm modeli inşa etmek. Başarının anahtarı, ekonomik büyüme ile toplumsal denge arasında sağlıklı bir denge kurmaktan geçiyor.