Kasım ayında yapılacak TÜRSAB genel kurulunda, mevcut yönetime muhalif isimlerin bir araya gelerek oluşturduğu Birleşik TÜRSAB’ın başkan adayı Aylin Özsavaş, Swissotel the Bosphorus’ta düzenlediği basın toplantısıyla manifestosunu paylaştı.  

TatilBudur’dan her yaşa ve zevke uygun yaz rotaları
TatilBudur’dan her yaşa ve zevke uygun yaz rotaları
İçeriği Görüntüle

Adaylığın aynı zamanda ‘biz’ duygusunu yeniden inşa çalışması olduğunu kaydeden Özsavaş birinci önceliklerinin mesleklerine sahip çıkmak olduğunu ifade etti. Özsavaş “Bugüne kadar görev yapan tüm yönetimlere, emekleri ve katkıları için teşekkür ederim. Unutmayalım, bazen neyin yapılmadığını konuşmaya gerek yoktur. Bazen sadece bir devrin kapandığını ilan etmek yeterlidir. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım attığımız bu anlamlı dönemde, sadece geçmişin birikimini değil; geleceğin sorumluluğunu da omuzlarımızda taşıyoruz.” diye konuştu. 

Yurt dışına turist götüren seyahat acentelerinin yaşadığı vize sorunun  tahammül sınırlarını aştığını kaydeden Özsavaş şunları söyledi: 

“Randevu sistemlerindeki belirsizlik, aracı kurumlara bağlı karmaşık süreçler ve konsolosluklara erişim zorluğu sektörü zora sokmaktadır. Ancak burada asıl kaygı verici olan, TÜRSAB gibi köklü bir kurumun, bırakın konsoloslukları, aracı kurumlar nezdinde bile muhatap alınmamasıdır.

urizmin asli taşıyıcı gücü olan seyahat acentaları, itibarsızlaştırılmakta ve işlevsiz bir sistemin içinde etkisizleştirilmektedir. Fuarlara katılamıyoruz, B2B toplantılara gidemiyoruz, Yeni pazarlarla bağlantı kuramıyoruz. Turizmcinin vizesi yoksa, Türkiye’nin turisti de azalır, bu kadar basit.

TÜRSAB yönetimine talip olan biri olarak söz veriyorum. Bu sorunu görmezden gelmeyeceğiz. Sesinizi kamuya da, diplomasiye de taşıyacağız.

Vize kolaylığı, bu sektörün büyümesi için şarttır diyeceğiz, Mecliste farklı sektörler için Yeşil Pasaport gündeme geldiğinde, biz sessiz kalmayacağız. Ekonomik denge ve finansal sürdürülebilirlik, turizm sektörünün en kırılgan ve en fazla zorlandığı alanlardan biridir. Sektör, bugün sürdürülebilirliği olmayan bir yapının içinde sıkışmış durumdadır. Yılda en fazla 6, bilemediniz 8 ay gelir elde eden acentalar, buna rağmen 12 ay boyunca ayakta kalmaya çalışmakta, ağır bir finansal yük altında varlık mücadelesi vermektedir.

Üstelik biliyoruz ki turizm, dış şoklara en açık sektörlerden biri: Pandemide yaşadık. depremde, savaşta, krizlerde yaşadık. İlk etkilenen biz olduk. Gelir kesildi, operasyonlar durdu, ama sabit giderler durmadı. Ve en acı kaybımız da şu oldu: Emekle yetiştirdiğimiz nitelikli turizm çalışanlarını kaybettik. Çünkü turizm çalışanı hâlâ güvencesiz. Krizlerde ilk gözden çıkarılan hep onlar oldu.

Bu yüzden biz, sezonluk değil; 12 ay ayakta kalan, dış etkilere dirençli bir sektör için planlı adımlar atacağız. Çünkü turizmi sürdürülebilir hâle getirmek, sadece bu sektörün değil, Türkiye ekonomisinin de meselesidir.”

Sektörün önündeki bir diğer önemli sorunun belgesiz acentecilik faaliyetleri olduğunu anlatan Aylin Özsavaş “Sosyal medya hesaplarından, WhatsApp gruplarından, influencer işbirliklerinden turlar satılıyor. Üstelik, Umre gibi organizasyonlarda bile, online vize kolaylığı bahanesiyle belgesiz faaliyetler göz göre göre yapılıyor. Bu artık sadece bir denetim sorunu değil. Bu, mesleki onurumuzun, sektör güvenliğimizin ve yasal emeğimizin doğrudan tehdit edilmesidir.” dedi. 

TÜRSAB’ın en temel görevlerinden birinin 1618 sayılı yasa çerçevesinde bu faaliyetleri durdurmak olduğuna dikkat çeken TÜRSAB başkan adayı, “Ama gelin görün ki, bu yasa 1972’de yazıldı… O dönemde internet yoktu, sosyal medya yoktu, mobil uygulamalar yoktu. Bugünse online tur satışı, dijital pazarlama, WhatsApp’tan tur düzenleyen binlerce kayıt dışı kişi var. Mevcut yasa, bugünün kaçak faaliyetleriyle mücadelede yetersizdir. İşte bu nedenle söz veriyoruz: Yönetime geldiğimizde sadece denetim değil, yasal güncelleme için de mücadele edeceğiz.  Çünkü biliyoruz; belgesiz turizm büyürse, belgeli acente yok olur.” yorumunu yaptı. 

Sağlık Turizmi Yönetmeliği nedeniyle bir gecede binlerce seyahat acentesinin mağdur olduğunu söyleyen Özsavaş “Bu süreç, kamu gücü ve iletişim eksikliğinin nelere mal olabileceğini hepimize açıkça gösterdi. Yaşanan hak kayıplarını Ticaret Bakanımızla ve Sağlık Bakanlığı yetkilileriyle istişare ettik. Sektörümüzün sesine kulak verilmesi, doğan mağduriyetlerin giderilmesi ve edinilmiş haklarımızın yeniden değerlendirilerek gerekli düzenlemelerin yapılması yönünde talepte bulunduk.” diye konuştu. 

Zaten aidatını ödemiş üyelerden kimlik, plaka ya da bandrol gibi kalemler için ayrıca ücret talep etmeyeceklerini belirten Aylin Özsavaş “Bu tür gereksiz uygulamaları tarihin tozlu sayfalarına göndereceğiz. TÜRSAB, üyeye maliyet çıkaran değil onu güçlendiren, kolaylaştıran bir yapı haline gelecek. Turizmi sürdürülebilir bir kalkınma modeline dönüştürmek istiyorsak, seyahat acentalarını yalnızca uygulayıcı değil, stratejik bir paydaş olarak konumlandırmalıyız. Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere tüm kamu kurumlarıyla sürekli ve yapıcı bir istişare içinde olacağız. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), yerel kalkınma ajansları, bölgesel planlama otoriteleri ve turizm projeleri oluşturulurken, seyahat acentaları mutlaka sürece dahil edilmeli, aktif rol üstlenmeli ve karar mekanizmalarının doğal bir parçası hâline getirilmelidir.” değerlendirmesini yaptı. 

Mevcut TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’nın sadece iki dönem başkanlık yapma sözü verdiğini, ancak şu anda üçüncü döneminde olduğunu anımsatan Özsavaş “O halde şimdi gelin kendimize soralım: iki değil, üç döneme ulaşan bu sürede, beklentilerimiz karşılandı mı? Hangi somut kazanımları elde ettik? Vaat edilenler ne ölçüde hayata geçti?” sorularını sordu. 

Telegram Turizm Ekonomi